İbrahim Coşkun sona eren eğitim dönemini değerlendirdi: Kalıcı çözümler üretme zamanı

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, 2022-2023 eğitim-öğretim yılının sona ermesi dolasıyla yayımladığı yazılı açıklamada, eğitimde yaşanan sorunları sıralayarak,”Kalıcı çözümler üretme zamanı...” ifadesini kullandı.

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ve Eğitimciler Birliği Sendikası (  Eğitim-Bir Sen)  Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, 2022-2023 eğitim-öğretim yılının sona ermesi dolasıyla yazılı açıklama yayımladı.  Coşkun, açıklamasında eğitimdeki yaşanan sorunları sıraladı.

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin, eğitim-öğretime de büyük darbe vurduğunu belirten Çoşkun, şunları kaydetti:

“2022-2023 eğitim-öğretim yılı sona ermiş bulunmaktadır. 50 binin üzerinde insanımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremler, eğitim-öğretime de büyük darbe vurmuştur. Eğitim çalışanları arasında yaşanan can kayıpları, yaralanmalar, psikolojik çöküş, konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim-öğretim üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Eğitim çalışanları her zaman olduğu gibi deprem sonrasında da fedakârlık ve adanmışlıkla eğitim-öğretimin eksikliklerini ve aksaklıklarını kapatmak için çaba sarf etmiştir.”

COŞKUN: SORUNLARIN NİHAİ ÇÖZÜME KAVUŞMASI OLUMLU GELİŞMELERDİR

Bu eğitim-öğretim yılında eğitim camiasının bir kısım sorunlarının nihai çözüme kavuşması anlamında olumlu gelişmeler yaşandığını kaydederek, “Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi, beklentileri karşılamaktan uzak olmakla birlikte Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, kariyer basamaklarının ücret artışlarıyla birlikte yeniden hayata geçirilmesi, aday öğretmenliğin aday öğretmenlerde oluşturduğu gereksiz yük ve stresten arındırılarak yeniden tasarlanması, bu eğitim-öğretim yılında eğitim camiasının bir kısım sorunlarının nihai çözüme kavuşması anlamında olumlu gelişmelerdir.” ifadelerini kullandı.

Coşkun, eğitimde yaşanan sorunları şöyle sıraladı:

“Haklı taleplere duyarsızlık ve yanlış istihdam politikası, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmaması, alan değişikliği, kariyer basamaklarında sınav ve uzun hizmet süreleri dayatması, öğretmen istihdamında güçlük çekilen bölgelerde görev yapanlara ilave teşviklerin verilmemesi, eğitim kurumu yöneticiliğinde özlük haklarını ve yetkileri geliştiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin halen hayata geçirilememesi, öğretmenleri şiddete karşı koruyacak bir yasal düzenlemenin çıkarılamaması, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, ücretli öğretmen istihdamı gibi sorunların çözümünde ivedi olarak adımlar atılmalı, daha nitelikli ve verimli bir eğitim sistemi kurulmalıdır.

EĞİTİM ÇALIŞANLARININ MALİ KAYIPLARI GİDERİLMELİDİR

Yüksek enflasyonist ortamın alım gücünü iyice düşürdüğü, kiraların insaf sınırlarını aştığı bir süreç kamu görevlilerinin hayatını zorlaştırmakta, sendikal mücadeleyi çetinleştirmektedir. Eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette iyileştirmeler yapılmalıdır.

 

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NDAKİ EKSİKLİKLER TAMAMLANMALIDIR

7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olmasına rağmen ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek içerikten yoksundur. Öğretmenlerin ve eğitim camiasının beklentisi, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanması ve geliştirilmesi; kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının kaldırılması, resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu istihdamı, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin yanı sıra görev ve yetkilerinde de ilerleme sağlayacak bir kariyer basamakları tasarımı, istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine öğretmenlerin ilk atamadan itibaren atandıkları yerlerde çalışmaya istekli olmasını sağlayacak teşvik edici önlemler, eğitim ve öğretimle arasındaki sıkı bağ sebebiyle öğretmenlik kariyeri bağlamında düşünülmesi gerekli okul yöneticiliği ve yöneticilerin özlük hakları gibi konuları düzenleyen, resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanunudur.

DEPREMİN EĞİTİM SİSTEMİNDE AÇTIĞI YARALAR HIZLA SARILMALIDIR

Şubat 2023’te gerçekleşen depremler, yaygın bir yıkıma ve can kayıplarına yol açmasının yanında onarılması en zor hasarı eğitime vermiştir. Eğitim kurumlarının depremden etkilenme derecesi diğer yapılara nazaran daha düşük olsa da bir bütün olarak şehirlerin altyapısının ve fiziki kapasitelerinin yıkıma uğramış olması eğitim-öğretimi hâlâ sekteye uğratmaktadır. Eğitim çalışanları arasında yaşanan can kayıpları, yaralanmalar, psikolojik çöküş, konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim-öğretimin üzerinde olumsuz etkilerini hissettirmeye devam etmektedir. Bu çerçevede yeniden inşa ve kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde bölgedeki eğitim kurumu ihtiyacı ve konumları hızla tespit edilerek eğitim kurumu ihtiyacı giderilmeli, mevcut kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir.

EĞİTİM ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETE SEYİRCİ KALINMAMALIDIR

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş ve ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim-öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmıştır. Bu şiddet eylemlerinde, mevcut yasal düzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza öngörmemesi ile şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, eğitim çalışanlarına karşı eğitim öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik önleyici ve koruyucu nitelikte cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları kendilerine yönelik şiddet olaylarına karşı caydırıcılık, şiddete uğrayan çalışana da hukuki koruma sağlayacak nitelikte yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini acilen talep etmekte ve beklemektedir. Bu doğrultuda, biz de Eğitim-Bir-Sen olarak, Nisan 2018 tarihinde yasal düzenleme talepli bir imza kampanyası düzenlemiştik.

ÖĞRETMEN AÇIĞI KAPATILMALIDIR

Eğitimin niteliğinin artırılması ve okullar/bölgeler arasındaki nitelik farkının kapatılması, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu durum, ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir.  Öğretmen ataması, ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalı, öğretmen açığı sorunu tarih olmalıdır”.

BİHA