HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan bu hafta, anız
yakma meselesi ile ilgili çiftçiler tarafından doğru bilinip, aslında yanlış
olan bazı uygulamaları gündeme getirdi. Özaslan "HÜDA PAR olarak bu hafta
anız yakma meselesini gündeme taşıyacağız ve çiftçi kardeşlerimiz tarafından
doğru bilinip aslında yanlış olan bazı uygulamaları anlatacağız ve tüm bunları,
konusunda uzman olan Ziraat Mühendisi Sayın Cihad Orhan anlatacak" dedi.
750 DERECELİK BİR ISIYA TOPRAĞIMIZI TABİ
TUTARSAK NE OLUR?
Ziraat Mühendisi Cihad Orhan "İlk önce toprağımızı
aslında anız yakarak 50 ile 750 derecelik bir ısıya maruz bıraktığımızı
bilirsek hiçbir zaman anız yakmayız. 750 derecelik bir ısıya toprağımızı tabi
tutarsak ne olur? Toprağımızın yüzeyinde bulunmuş olan organik maddelerin 750
derecede yaşayabilmesi imkânsız gibi bir şeydir. Tabi bu organik madde
toprağımızda bitkimizi besleyen en önemli kısımdır. Bunlar yok olursa ekimi
daha yapmadan bir sonraki üründen verim kaybına sebep olmuş bulunmaktayız.
İçinde bulunmuş olan mikroorganizmalar, yani toprağın canlı olan kısmı...
Burası yok olursa veya mikroorganizmalar ölürse, toprağımızda bitkimizi
besleyecek hiçbir şey kalmaz. Bu ne demek oluyor? Önümüzdeki yıl bizim biraz
daha fazla gübre kullanmamıza neden olacak, bizim biraz daha cebimizde paranın
eksilmesi demektir."
ANIZI TEKRARDAN SÜREREK GÜBRE HALİNE
GETİREBİLİRİZ
"Bitkilerimiz kuruduktan sonra, hasada geldikten
sonra geriye kalan anızı toprağa sürerek tekrardan toprağa karıştırdığımızda
toprağımıza organik madde olarak tekrardan kazandırmış olacağız. Bir sonraki
ürünümüz için fazla gübre kullanmak yerine toprağımızda hazır bulunmuş olan
anızı tekrardan sürerek gübre haline getirebiliriz. Dışarıdan kimyasal gübre
ekstradan almak yerine tarlamızda hazır bulunmuş olan bitkilerimizin
kalıntıları bizim için organik gübre hükmüne geçiyor."
"Hava kirliliği, hepimizin soluduğu havayı haksızca
kirletmiş bulunuyoruz."
"Sulama dönemlerinde toprağın içmiş olduğu suyun
yeraltı sularına geçtiğinden dolayı yakmış olduğumuz maddeler yeraltı sularına
karışarak daha sonra da kuyulardan tekrardan insanların içebileceği su
merkezlerine doğru bu atıklar gidebilmektedir."
CANLILARIN YAŞAM HAKLARINI ELİNDEN ALIP
ONLARI ÖLDÜRÜYORUZ
"Anız yakarak içinde bulunmuş olan ekolojik denge
içerisinde yaşamını orada sürdüren canlıların yaşam haklarını elinden alıp
onları öldürüyoruz. Tarlada yaşayan hayvanlardan bahsediyorum. Onların yaşam
haklarını ellerinden almak bizim hakkımız değildir. Onları da korumak adına,
insanları korumak adına ve çiftçimizin cebini korumak adına, anız
yakmamalıyız."
ANIZ YAKMAK ÖYLE BASİT BİR ŞEY DEĞİLMİŞ!
Özaslan "Gördüğünüz gibi anız yakmak öyle basit bir
şey değilmiş. Hem ürüne zarar veriyor, hem çiftinin cebine zarar veriyor ve hem
de daha az ürün elde edilmesine neden oluyor. Toprakta bulunan verimli tabaka
gidiyor ve içerisindeki canlı hayvanlar da maalesef ölüp gidiyorlar. Su
kirliliğine neden oluyor ve hava kirliliğine neden oluyor… Kısacası insanlar
başta olmak üzere, doğadaki tüm canlılara ve bütün doğaya zarar veren bir
olay... " dedi.
GELECEĞİMİZİ
YAKMAYALIM!
Özaslan son olarak "lütfen kendi geleceğimizi
düşünelim. Geleceğimizi yakmamak için lütfen anız yakmayalım" diyerek,
anız yakmak ile ilgili çiftçi kardeşlerimiz tarafından doğru bilinip aslında
yanlış olan bazı uygulamaları hatırlattı.
BİHA