Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'nin başkanlığında, bakanlık binasında düzenlenen Deprem Bölgesi Belediye Başkanları İstişare Toplantısı yapıldı.
Toplantıya bakan yardımcıları, TOKİ Başkanı Ömer Bulut
ile Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen il ve ilçelerin belediye
başkanları katıldı.
“TESLİMATLARI
EKİM, KASIM, ARALIK GİBİ YAPILACAK”
"Deprem bölgelerindeki illerimizde 872 bin 59
bağımsız birim yıkılmış vaziyette, 311 bin bina ediyor" diye Özhaseki şu ifadeleri
kullandı:
"170 binden fazla da depo, iş yeri gibi yerler
yapmamız icap ediyor. Karşımıza çıkan toplam sayı 850 bin civarında. Böyle bir
hasar var karşımızda ama inşallah bunların altından kalkacağız. İlk etapta 180
bin civarında ihale yapıldı. Bunların belki teslimatları ekim, kasım, aralık
gibi yapılacak. İlk hak sahibi vatandaşlarımız o bölgelere gidip, güvenli
konutlarında oturacaklar."
“HER
SENE NEREDEYSE 3 DEPREM YAŞIYORUZ”
Dünyada en çok risk taşıyan ülkeler sıralamasında beşinci
sırada Türkiye’nin olduğunu hatırlatan Özhaseki şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz 100 yıl içinde denizde ve karada meydana
gelen 6 ve üzerinde yıkıcı şiddetteki deprem sayısı 226. Her sene neredeyse 3
deprem yaşıyoruz. Karada meydana gelen, 6 ve üzeri şiddette yani yıkıcı olarak
tarif edilebilecek şiddette deprem sayısı ise 60'ın üzerinde. Toprağa
verdiğimiz can sayısı 130 bin, maddi hasar tarif edilemez. Hepimiz bir deprem
ülkesinde yaşadığımızı bilerek hareket etmek durumundayız."
“SIFIR
TOLERANSLA ÖNÜMÜZE BAKMAMIZ İCAP EDİYOR”
Yönetmeliklere uygun yapılan binalarda hasarın yok
denecek kadar az olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Yönetmeliklerdeki
standartlara uygun şekilde, zemin etüdüne dikkat edilmiş, statik çözümlemeleri
yapılmış, mimarlık mühendislik bilgileri doğrultusunda taviz verilmemiş ve
yapım hatası olmamışsa neredeyse hiçbir şey olmadı. Bu söylediklerimin tersine
davranılmışsa karşımıza felaketler çıktı. Bu yeni durumdan da bir ders
çıkarmamız icap ediyor. 1999'da bir ders çıkarıldı ve yönetmelikler buna uygun
şekilde değiştirildi. Bundan sonra belki yeni birtakım tedbirler alarak sıfır
toleransla önümüze bakmamız icap ediyor. Nasıl oluyor da bazen belediyelerde
göz yumuyoruz, bazen müteahhit arkadaşlarımızın para hırsıyla yanlış işler yaptıklarını
görüyoruz ama çok ses çıkarmıyoruz, bazen yapı denetimlerinde hata oluyor,
bazen zemin etütlerine dikkat edilmiyor. Kimseyi suçlamak adına söylemiyorum
ama sanki bir müşterek, müteselsil suçluluk var gibi işler yapılıyor ve göz
yumuluyor. Bundan sonra böyle bir hatanın olmaması gerekiyor. Bundan büyük bir
ders almamız icap ediyor" ifadelerini kullandı.
4 tane çizgimiz var diyen Özhaseki sözlerine şöyle devam
etti:
"Bundan sonra eğer uygunsa, yapı yasağı gelmemişse
oralarda yerinde dönüşüm başlatmak istiyoruz. Bizim 4 tane kırmız çizgimiz var.
Birincisi, bundan sonra her ne olursa olsun, belki ceza kanunlarına da girecek,
yasa olarak da gelecek, fay hatları üzerinde yapılaşma olmayacak. Şehrin en
kıymetli yeri olabilir, eşraftan birisinin mülkiyeti söz konusu olabilir, her
ne olursa olsun, o fay hatları ve kırıkları üzerinde yapılaşmaya yasak
başlıyor. İkincisi, sıvılaşma olan alanlarda da yapılaşma bir daha olmayacak.
Üçüncüsü, dere yataklarında, zeminin müsait olmadığı yerlerde yapı yasağı
gelecek. Dördüncüsü de özellikle mühendislik ve yapım işlerinde sıfır toleransa
geçeceğiz".