ŞANLIURFA -
Memur-Sen ve Eğitim- Bir-Sen Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, enflasyon
farkının açıklanması sonrası en düşük memur maaşının ne kadar olması gerektiğini
ve sürece dair açıklamada bulundu.
Açıklamasında, TÜİK tarafından Haziran ayı enflasyonu
yüzde 3,92 olarak açıklandığını hatırlatan Coşkun,”6 Aylık enflasyon yüzde
19,77 ve enflasyon farkı ise yüzde 10,90 olarak gerçekleşti” dedi.
Meclis’te bugün görüşülecek olan “en düşük memur maaşını
22.000 TL” ye çıkaracak düzenlemesine değinen Coşkun, şunları söyledi:
“Kamuda yaşanan gelir dağılımı adaletsizliğinin görülmesi
noktasında önemli, maaşlarda artış sağlaması yönüyle değerli olan bu
düzenlemede unutulmaması gereken bir husus var. Sayın Cumhurbaşkanımızın
11.05.2023 tarihinde ifade ettiği “en düşük memur maaşını en düşük kamu işçisi
maaşından aşağı kalmayacak şekilde düzenleyeceğiz.” sözü açık ve nettir. Kamu
işçilerine Çerçeve Sözleşme gereği Temmuz ayında %15 artış yapılacağı
unutulmamalıdır. En düşük memur maaşını 22.000 ₺’ye yükseltecek düzenlemeye
ilave olarak; 6. Dönem Toplu Sözleşme’de hüküm altına aldığımız %6 artış ve
gerçekleşen %10,90 enflasyon farkı ile toplamda %17,55 artış (ayrıca) yapılarak
en düşük kamu görevlisi maaşı/ücreti 25,860₺’ye yükseltilmesi halinde adil,
doğru ve hakkaniyetli olan hayata geçmiş olacaktır. Aksi takdirde söylem ve
eylem uyuşmamış, kayıplar telafi edilmemiş, kamuda bozulan çalışma barışı
düzeltilmemiş olacaktır. Bir diğer
önemli husus, yapılacak artışın yüzdelik ve seyyanen olarak gerçekleştirilmesi
noktasında hassas davranılması konusudur. Yüzdelik artışı gerektiğinden fazla
kısıtlı, seyyanen artışı çok yüksek tutacak düzenlemenin; kamu görevlileri
arasında maaş skalasını, hiyerarşiyi ve kademeyi bozacağı bilinmelidir.
Katsayılarda yapılacak düşük oranlı artış, diğer ödemeleri olumsuz etkileyecek,
toplam gelirde negatif sonuç doğuracak, maaş/ücretlere oransal yansımayı azaltırken
sorunları büyütecektir.
Olumsuzlukları en aza indirmek, memnuniyeti en yüksek
seviyeye çıkarmak için Toplu Sözleşme masasının yetkilisi ve imza tarafıyla
istişare edilerek sürecin yürütülmesi, doğru kararların alınması, ince ayarların
yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, alım gücünün yükselmesi ve gelir
kayıplarının azaltılması için en etkin faktör düşük ve hedeflenen enflasyonun
gerçekleşmesine bağlıdır.
Yıllık ve aylık bazda düşük enflasyon hedefinin hayata
geçmesi halinde, maaş/ücretlerdeki artış rakamsal büyüklükten öteye gidecek,
alım gücü yükselecek, kayıplar engellenecektir. Nominal rakamların büyüklüğünü
değil, reel alım gücünün büyüklüğünü dikkate almalıyız.
Anlık ve önceden maliyetleri gider olarak yansıtan
işverenler karşısında, maaş artışları 6 ayda bir gerçekleşen sabit gelirliler
borçlanarak yaşamlarını idame ettirmektedirler.
7. Dönem Toplu Sözleşme öncesinde masaya ve taraflara
zaman kaybettirmeyecek şekilde “1. Dereceye 3600 Ek Gösterge” ve “Kamu
Görevlisine Kira Yardımı” hususu da Meclis tatile girmeden bu düzenlemenin
içerisinde yer alarak sonuçlandırılmalıdır.
Hem kamu görevlilerini ilgilendirecek kira yardımı hem de
emeklilerin beklediği 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge; zamana bırakılmamalı, gelir
artırıcı, gider azaltıcı benzer uygulamalara yer verilmelidir.
Mücadelemiz ve temennimiz; gelir dağılımında adaletin
sağlanması ve çalışanlar arasında barışın tesis edilmesidir. Kamu İşvereni;
Ağustos ayında başlayacak 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini fırsat olarak
görmeli, bütçe imkanı ve beklentiler üzerinden daraltıcı tekliflerle değil
Güçlü ve Büyük Türkiye hedefiyle uyumlu, gelir dağılımında adaleti sağlayan, Türkiye
Yüzyılına yakışır teklifle masaya gelmelidir”.