Günümüzde
obezite ve diyabet gibi sağlık sorunları, dünya genelinde hızla artıyor.
Bu nedenle, sağlıklı kilo yönetimi ve kan şekeri düzenlenmesi, bireylerin
sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için büyük önem taşıyor. Fakat zayıflama
uğruna hızlı sonuç almak isteyen kişiler istenmeyen sonuçlara neden olan
yöntemleri uygulayabiliyor. Bu yöntemlerden biri de son dönemde oldukça popüler
olan zayıflama iğneleri.
Kilo verme
uğruna kontrolsüzce kullanılan zayıflama iğneleri ile cilt altına enjekte
edilen ilaçların açlık hormonu olan glukogan salınımını engelleyerek besin
alımını azalttığı öne sürülüyor.
Uzman
Diyetisyen Yeşim Nurdan Özkorucuklu, zayıflama iğnelerinin sağlık
uzmanları tarafından kontrollü bir şekilde ve uygun adaylar için reçete
edilerek kullanılması gerektiğini aksi halde yan etkileri ve riskleri
olabileceğini belirtti. Özkorucuklu, kişilerin zayıflama iğnelerine başvurma
nedenlerini şöyle açıklıyor:
“Kilo
verme sürecinde sağlıklı beslenme ve egzersizle sürdürülebilirlik olmadığında
kişiler kilo verme sürecini desteklemek ve hızlandırmak için ne yazık ki
zayıflama iğnelerine başvurabiliyorlar. Zayıflama iğneleri tek başına mucizevi
sonuçlar getirmez. Sağlıklı kilo verme süreci, dengeli beslenme, düzenli
fiziksel aktivite ve yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte ele alınmalıdır.
Unutulmamalıdır ki herkesin vücut yapısı ve sağlık durumu farklıdır. Bu
nedenle, bireyin ihtiyaçlarına ve durumuna uygun bir plan oluşturmak
önemlidir.”
“YAN
ETKİLERİ BULUNUYOR”
Zayıflama
iğnesinin diyabetli obez bireylerde kan şekerini düzenlediği, kilo kaybına
neden olduğu, kan lipit düzeylerini azaltabildiği, bu nedenle kalp damar
hastalıklarına karşı koruyucu etkileri olduğu yapılan çalışmalarda ortaya
konuyor. Ancak herhangi bir hastalığı olmayan bireylerde sadece zayıflama
amacıyla kullanıldığında birçok sağlık riskleri ile karşılaşılabildiğini
belirten Yeşim Nurdan Özkorucuklu, olası yan etkilerden şu şekilde
bahsediyor:
“Baş
ağrısı, mide rahatsızlığı, uykusuzluk, kalp çarpıntısı gibi yan etkiler ortaya
çıkabilir. Kalp sağlığı, kan basıncı ve diğer tıbbi durumlar üzerinde olumsuz
etkilere neden olabilir. Bazı kişilerin vücutları ilaca tolerans
geliştirebilir, bu da ilacın etkisini azaltabilir. Bu da yüksek doz kullanım ve
daha fazla sağlık riski anlamına gelmektedir. Bazı zayıflama ilaçları
bağımlılık yapabilir ve kötüye kullanılabilir. Tiroid kanserinin biyomarkeri
olan serum kalsitonin seviyesini artırabileceği, pankreatit riski
oluşturabileceği ve hatta intihara yol açabileceği ilacın yan etki bildirileri
arasında yer almaktadır.”
“ZAYIFLAMA
İĞNESİ YERİNE FARKLI ALTERNATİFLER VAR”
Zayıflama
iğneleri, kilo verme sürecini desteklemek için sıklıkla kullanılan bir seçenek
olsa da gerçekçi olmayan kilo kaybı beklentilerinin hayal kırıklığına yol
açabileceğini belirten Özkorucuklu, sağlıklı kilo yönetimi için alternatif
yöntemlerin mevcut olduğunu kaydetti. İşte zayıflama iğneleri yerine tercih
edilebilecek bazı alternatifler:
1. Dengeli
Beslenme Planı: Sağlıklı bir beslenme planı, kilo yönetimi için en önemli
faktördür. Düzenli aralıklarla sağlıklı yiyecekler tüketmek, porsiyon kontrolü
ve doğru besin gruplarının tercih edilmesi kilo verme sürecine yardımcı
olabilir.
2. Su
Tüketimi: Günde yeterli miktarda su içmek, vücut fonksiyonlarının
düzenlenmesine ve tok hissetmeye yardımcı olabilir.
3. Besin
Takviyeleri: Vitamin ve mineral eksikliklerini önlemek için doktorunuzun
önerdiği besin takviyelerini kullanabilirsiniz.
4. Düzenli
Egzersiz: Egzersiz, kilo verme ve sağlığın korunması açısından
önemlidir.
5. Yaşam
Tarzı Değişiklikleri: Sigara içmek, aşırı alkol tüketmek ve düzensiz uyku,
kilo verme sürecini olumsuz etkileyebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzına geçmek
için bu tür zararlı alışkanlıklardan uzak durmak önemlidir.
6. Stres
Yönetimi: Stres, kilo alımına ve kilo verme sürecini olumsuz
etkileyebilecek hormonal değişikliklere neden olabilir. Yoga, meditasyon ve
gevşeme teknikleri gibi stres yönetimi teknikleri, kilo verme sürecine katkıda
bulunabilir.
BİHA