Milli
Eğitim Bakanı Yusuf Tekin önceki gün katıldığı yayında öğretmenlerin 45
dakikalık mülakata alınacağını açıkladı. Bakan Tekin, "Şuan üzerinde
çalışıyoruz ama şöyle bir projeksiyonumuz var. Öğretmenler, 3 kişiden oluşan
bir jürinin karşında 45 dakikalık bir mülakata alınacak. Bu mülakatta kendisine
sorulan konuyla ilgili konuşması ve anlatması istenecek. Ayrıca bu 45 dakikalık
süre içeriğinde öğretmen adayı yazılı bir beyan da verecek. Tüm bu süreç kamera
ile kayıt altına alınacak. Bu sayede hem torpil iddialarını ortadan kaldırmayı
hedefliyoruz hem de adayların üniversitede öğrendiklerini ne kadar
özümsediklerini ölçmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan
Tekin’in açıklaması bugüne kadar eşit, adil ve hakkaniyete uygun sonuç
vermediği belirtilen mülakatların mağduriyeti sürdüğü eleştirilerini
beraberinde getirdi.
Eğitimciler
Birliği Sendikası (Eğitim-Bir Sen) da 'mülakat' ile ilgili geçmişten bugüne kadarki
açıklamalarını kamuoyu ile paylaştı.
*Eğitim-Bir-Sen'in
geçmişten bugüne mülakatın kaldırılması konusundaki duruşu ve açıklamaları
şöyle:
Öğretmen
adaylarının istihdamındaki mülakat uygulaması, adaylar arasında eşit, adil ve
hakkaniyete uygun bir sonuç vermemekte, sürekli mağdur üretmektedir. Bu
nedenle, öğretmen atamalarıyla ilgili karar verme süreçlerinde mülakat yöntemi
kaldırılmalıdır.
(54. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi -Haziran 2022)
*Öğretmen
istihdamında mülakat uygulaması kaldırılmalıdır
Öğretmen
adayının mesleki bilgi ve mesleki yeterlik düzeyini ölçmeyi öncelemeyen, adayın
öğretmenlik mesleğine uygunluğunu ve yetkinliğini değerlendiremeyen, öğretmen
yeterliliklerinin ve eğitim-öğretimin niteliğinin artırılmasına herhangi bir
katkısı bulunmayan mülakat usulü kaldırılmalıdır.
(Öğretmenlik
Meslek Kanunu Hakkında Teklif, Değerlendirme ve Öneriler - Ocak 2022)
*Bugüne
kadar ki uygulama göstermektedir ki öğretmen atamalarında mülakat, öğretmen
adayının mesleki bilgi ve mesleki yeterlik düzeyini ölçmeyi öncelememekte,
adayın öğretmenlik mesleğine uygunluğunu ve yetkinliğini değerlendirememekte,
öğretmen yeterliliklerinin ve eğitim-öğretimin niteliğinin artırılmasına bir
katkı sunamamaktadır. Bunun üzerine bir de sürecin şeffaf ve denetlenebilir bir
tarzda yürütülememesi, gerçekte mülakatın istenen amacı sağlamadığını, başlı
başına bir sorun alanına dönüştüğünü ortaya koymaktadır. Bu çerçevede mülakat
uygulaması yerine daha adil, önce hakkaniyet, sonra ehliyet ve liyakat
ölçülerine göre istihdamın toplum vicdanında karşılığı olan KPSS puan
üstünlüğüne dayalı olarak kadrolu memur istihdamı esas alınmalıdır.
(Bakanlığa
çağrı - Aralık 2021)
*Mülakat
sınavının mevcudiyetinin başlı başına bir sorun olduğu ve mülakatın doğrudan
doğruya bir adaletsizliğe neden olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte,
mülakat yolu ile mesleki temsil yeterliliğinin ölçülebileceğine şüpheyle
bakılmaktadır.
(Eğitime
Bakış - Ocak 2020)
*Mülakat/sözlü
sınav uygulaması, atanacak öğretmen adaylarına yaşattığı olumsuzluklar yanında
atama ve yer değiştirme sürecinin işleyişini de bozmaktadır. Yeni atanan
öğretmenler mülakat adı altında yaklaşık üç ay süren bir sürecin sonunda, ancak
eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde ve eğitim öğretim sürerken
öğrencileriyle buluşabilmektedirler. Halbuki yılda ortalama 40 bin öğretmenin
ilk atamasını yapan Milli Eğitim Bakanlığı, iyi tasarlanmış bir atama sürecini
ortalama iki haftada tamamlayabilecek kapasite ve birikime sahiptir. Bu
itibarla amaca hizmet etmediği gibi bir taraftan sosyal maliyet üreten diğer
taraftan eğitimi olumsuz etkileyecek şekilde atama ve yer değiştirme sürecini
sekteye uğratan mülakatla öğretmen atama uygulamasına son verilmelidir.
(Odak
Analiz 3 Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Süreci, Tespitler ve Model Önerisi -
Ekim 2019)
*Kamu hizmetinin devlet memurları eliyle yürütülmesi asıl olduğu gerçeğinden hareketle, sözleşmeli personel uygulaması, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi memuriyet dışındaki her türlü istihdam şekline son verilmeli; mülakat gibi kamu vicdanını yaralayan ve adaletsizlik üreten personel alım uygulamalarından da vazgeçilmelidir.
(42.
Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi - Kasım 2018)
*Eğitim çalışanlarını huzursuz edecek, işlerine ve mesleki gelişimlerine odaklanmalarını engelleyecek, çalışma barışını ve kurumsal iş birliğini bozacak mülakatla atama, performans değerlendirmesi, rotasyon, yeterlik sınavı gibi zorlama tedbirler gündemden çıkarılmalı, öğretmenlerimizin asıl işine, öğrencilerine odaklanmasına zemin hazırlanmalıdır.
(40.
Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi - Şubat 2018)
*Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ile birlikte Türkiye'deki öğretmen istihdamı süreçlerine sözlü sınav aşaması da ilk kez dahil edilmiştir. Uygulamanın başladığı ilk günden itibaren sözlü sınav kamuoyunda tartışılmaktadır. Özellikle, çok sayıda sözlü sınav komisyonu olması, sınav komisyonunda bulunanların yeterlikleri, sınavlarda sorulan sorular, vb. konular kamuoyunda sıklıkla gündeme gelmektedir. Genel olarak, binlerce adayın çok sayıda farklı komisyon tarafından kısa süreli bir sözlü sınava tabi tutulmasının hem nitelikli öğretmen seçimine hizmet etmediği hem de adalet duygusunu zedelediği şeklinde genel bir kanı bulunmaktadır.
(Eğitime
Bakış İzleme ve Değerlendirme Raporu - Aralık 2017)
*Bakanlık yeni personel istihdamında adalet, hakkaniyet, ehliyet ve liyakat ölçülerine göre objektif bir atama şeklini benimsemeli, her geçen gün daha fazla tartışmalı hale gelen mülakatla öğretmen istihdamından vazgeçmelidir.
(39.
Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi - Eylül 2017)
*Mülakatla
öğretmen istihdamı kamu vicdanını yaralayan asla kabul edilemez bir istihdam
şeklidir. Kazanma ve kaybetme nedeninin objektif kriterlere göre izah edilememesi,
birçok sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının standartları farklı komisyonlarca
değerlendirilmesi adalet duygusunu zedelemekte, sosyal sorunlar üreten bir
sistem olarak varlığını sürdürmektedir.
(38.
Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi - Ağustos 2017)
*Maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet kriterleri tartışmaya açık sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasına da, bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımına da karşı olduğumuzu, bu uygulamanın sonlandırılması zorunluluğunu bir kez daha dile getiriyoruz.
(36.
Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi - Ocak 2017)
*Milli Eğitim Bakanlığı, maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet ölçütleri her halükarda tartışmaya açık olacak olan sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasından da, bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımından da bir an önce vazgeçmelidir.
(35.Başkanlar
Kurulu Sonuç Bildirgesi - Ekim 2016)
*668 sayılı KHK ile getirilen düzenleme, KPSS puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katı kadar aday arasından sözlü sınavla atama yapılmasını öngörmektedir. Ancak bu uygulamanın toplumdaki yansıması, ilan edilen kadro sayısı kadar öğretmen adayının istihdamı olarak değil, sözlü sınava çağrılmasına rağmen istihdam edilmeyen öğretmen adayının yetersiz, sakıncalı, şüpheli, kamu görevi için uygunsuz görülerek elenmesi olarak okunacak olmasıdır.
(Eğitime
Bakış İzleme ve Değerlendirme Raporu - Eylül 2016).
BİHA