İsrail’in Gazze'ye yönelik
katliamında bugüne kadar 35 gazetecinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Şanlıurfa'da görev yapan medya mensupları da yaşanan bu katliama tepki
göstermek amacıyla basın açıklaması düzenledi.
Doğru Medya Grubu
Temsilciliği öncülüğündeki etkinlik Rabia Meydanı'nda gerçekleştirildi.
Burada açıklama yapan Doğru
Medya Grubu Şanlıurfa Temsilcisi Osman Gülebak, İsrail'in Gazze'ye yönelik
saldırılarını kınayarak, “Siyonist işgalci rejim İsrail’in yaptığı saldırılarda
son olarak; Gazze’de ölen sivillerin sayısı 3 bin 457'si çocuk, 2 bin 236'sı
kadın, 35’i gazeteci olmak üzere 8 bin 306'ya yükseldi” dedi.
“Bu katliamların bir an önce
son bulması için başta, uluslararası, ulusal ve yerel basın meslek örgütleri
olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarını ve siyasileri gerekli tepkiyi ortaya
koymaya davet ediyoruz” diyen Gülebak şu ifadelere kullandı:
“Gazze'de yıkım, ölüm,
vahşet, katliam var. Gazze'nin üstüne bombalar yağıyor. Gazze'de elektrik yok,
su yok, yiyecek yok, yaşama hakkı yok. Gazze'de sadece vahşi bir soykırım var.
Masum çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, ihtiyarlar ölüyor, gazeteciler
ölüyor. Hastanelerde yer yok, yoğun
bakımlar işlevsiz, jeneratörlerin yakıtı bitmiş durumda. Evet, bugün Gazze'de
insanlık tarihinde görülmemiş bir vahşet, bir soykırım yaşanmaktadır. Ama İslam
âlemi sessiz, dünya sessiz, sözde insan hakları savunucuları başını kuma gömmüş
durumda…
Bu vahşi soykırım karşısında
sözde insan hakları savunucusu Batılı ülkeler, bırakın bu soykırımı durdurmayı
Siyonistleri daha da cesaretlendirecek tavırlar ortaya koymuştur. Hiç de
garipsemediğimiz bu tavır, yüzyıllardır batı adına bize pazarlanan ‘özgürlük,
insan hakları ve demokrasi’ gibi değerlerin sadece bir safsatadan ibaret
olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yüzyıllardır savunduklarını iddia ettikleri
değerleri ayaklar altına alan Batılı ülkeler, bu saatten sonra bu kavramlarla
diğer toplumları çok kolay aldatamayacağı gibi bu ikircikli tavırları, her
dönem alınlarında kara bir leke olarak duracaktır. Siyonist işgalci rejim bu
soykırım ve katliamlarını perdelemek amacıyla daha ilk günden bir takım Batı
medyasını yanına alarak Filistin halkı aleyhine ciddi dezenformasyon içeren
haberleri dünyayla paylaşmış fakat bu yalanları çok kısa bir sürede ortaya
çıkmıştı. Meslek ilkeleri gereği toplumu
doğru bilgilendirmesi gereken Batı medyasının, yaydığı yalan haberlerle işgalci
Siyonist rejimin katliamlarını örtme görevini üstlenmesi aslında Batı medyasının,
ne kadar özgür ve tarafsız olduğunu ortaya çıkarmıştır.
İnsanları doğru
bilgilendirme vazifesini terk ederek işgalci siyonistlerle iş tutan Batı
medyasının da bu soykırıma ortak olduğu aşikârdır. Dünyaya yaydığı yalan
haberlerin ellerinde patladığını gören işgalci rejim, Gazze’de işlediği vahşi
cinayetleri dünya kamuoyu duymasın diye hedefine çok zor şartlarda görevlerini
yapan eden basın mensuplarını koymuştur. Gazze'ye yönelik devam eden
katliamlarda son olarak 3’ü kadın olmak üzere 35 gazeteci meslektaşımız
hayatını kaybederken, birçoğunun da yakınları yaşanan katliamın kurbanı
olmuştur. Bu sayının daha nereye varacağını da şu an kestirmek güç. Gazetecilerin sadece görevlerini yaptıkları
için katledilmesi işgalci rejimin tarihinde bir ilk değildir. Gazetecilerin
hedef alınması noktasında sicili hayli kabarık olan işgalci siyonist rejim,
daha bir yıl önce kadın gazeteci Şirin Ebu Akile’yi kameralar karşısında
katletmişti. Bu katliam karşısında maalesef gerekli tepkiler ortaya konulmadı.
Belki de işgalci siyonistlerin gazetecilere yönelik bu pervasızlığının nedeni,
kamuoyunun sessiz kalmayı tercih etmesidir.
Bizler, saldırıların
başladığı ilk günden bu yana mazlum Filistin halkının uğradığı katliamları
gündemimizin en üst sırasına koyup Gazze’ye ses olmaya çalıştığımız gibi bundan
sonra da bu hassasiyetimizi devam ettireceğiz. Ayrıca bu soykırımı dünyaya duyururken
katledilen meslektaşlarımızı da unutmayacak her zaman onlara ses olmaya devam
edeceğiz. Bu vesileyle işgalci Siyonist rejimin Gazze’de uyguladığı soykırımı,
toplumu bilgilendirme adına her türlü riski alarak görevini yapan gazeteci
meslektaşlarımızın ve ailelerinin katledilmesini kınıyoruz”.
BİHA