Şanlıurfalı Hukukçu-Yazar ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Cüneyd Altıparmak, yaklaşan yerel seçimler öncesi Kent Konseylerinin daha etkin olması gerektiğini vurguladı.
KENT KONSEYLERİ YENİ DÖNEMDE ETKİN OLMALI
Star Gazetesi’nin ‘Açık Görüş’ sayfasında görüşlerini dile getiren Avukat Cüneyt Altıparmak, “Kent yaşamının, vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık gibi ilkeleri hayata geçirmek için kurulması gereken kent konseylerinin seçimler öncesinde gündeme gelmesi, yerel yönetimler için büyük önem arz etmektedir. Zira, başkan-halk arasındaki mesafenin kapanması tüm partilerin ortak niyetidir” dedi.
YÖNETİMLER YENİLENECEK
Yerel seçimler ile belediyelerde yönetimlerin yenileceğini hatırlatan
ve kendisi de Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olan
Hukukçu Altıparmak, “Yeni başkanlar gelecek ve belediye bürokratları değişecek.
Tüm bu değişimden nasibini belediyelerin, halk katılımı noktasında en önemli
enstrümanı olan kent konseyleri de alacak. İlgilileri tarafından bilinen ancak
halk arasında pek de haberdar olunmayan kent konseylerinin işlevi ve getireceği
anlayışın yerleşmesi çok önemli” ifadelerini kullandı.
HALKIN BELEDİYE KARARLARINA KATILMASI MÜMKÜN
Altıparmak, şöyle devam etti: “Zira, kent konseyleri aracılığı ile sistemli ve seviyeli bir şekilde halkın belediyelerin verdiği kararlara katılması mümkün. Hatta bu kararlara doğrudan yön vermesi de. Belediyelerden memnun olunmamasının altında yatan birçok sebebin, konseylerin doğru ve etkin işletilmesi ile bertaraf edilmesi mümkün. Ama bu gözden kaçıyor. Genel siyaset gündeminin baş döndürücü hızı, bu ve benzeri konuları yutuyor. Oysa, siyaset yerelden şekillenir, merkez de buna kulak verdikçe gelişir. Buna sistemli bir biçimde “dur” demek lazım.”
HALKIN YÖNETİME KATILMASI İÇİN İYİ BİR ÖRNEK
Yerel seçim atmosferine girilmişken, katılım konusunun gündeme
gelmesini isteyen yazar Altıparmak, “Bunun konunun amiral gemisi konumundaki
kent konseyi, belediyelerin meclisinden farklı bir kurum. Belediye meclisi
seçimle gelen kimselerden oluşuyor. İster istemez, oy kaygısı ve siyasi denge
gibi gerekçeler ile “katkı ve katılım ilkeleri” yerini başka paradigmalara
bırakıyor. Ancak konseyler, belediyenin bulunduğu yerdeki idarecilerden,
muhtarlardan, meslek odalarından ve sivil toplum kuruluşlarından gelen
temsilcilerin oluşturduğu mekanizmalar. Kent yaşamının, kent vizyonunun ve
hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir
kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap
sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmek
için kurulması gereken bu yapılar, belediyeler için aslında bir zorunluluk.
Pratikte, birçok belediye bunu ya kurmaktan imtina ediyor ya da başkanın
anlayışı ve çalışma ekseninden çıkmayacak biçimde dizayn ediyor. Ya da kağıt
üzerinde kuruyor. Her halde de “var ama yoklar”! Oysa, katılımcılık yani belde
halkının yönetime katılmasını sağlamak tüm siyasi partilerin dilinde. Tüm adaylar
bundan dem vuruyor. Ancak nasıl olacak bu? şeklindeki soruya kimse net bir
cevap veremiyor. Bence, “etkin bir kent konseyi” tüm siyasi partiler için
net ve nitelikli bir öneri olabilir. Üstelik belediye kanununda düzenlenmiş ve zorunlu tutulmuş bir kurum” önerisinde bulundu. Kaynak: “Başkan ile halk arasındaki mesafe kapanmalı”
BİHA