Coşkun, "Milletimizin
değerleriyle kavgalı, kaybetmeye hükümlü azgın azınlık, toplu sözleşme
kazanımımız olan ‘Cuma Namazı İzni’nin iptal edilmesi istemiyle açtığı davayı
kaybetti" dedi.
Coşkun, açıklamasında şu
ifadelere yer verdi:
Milletimizin değerleriyle
kavgalı, kaybetmeye hükümlü azgın azınlık, toplu sözleşme kazanımımız olan
‘Cuma Namazı İzni’nin iptal edilmesi istemiyle açtığı davayı kaybetti.
Aksiyoner bir özgürlük
hareketi olan Memur-Sen olarak, sendikacılığı mali ve sosyal haklarla
sınırlamadık; kamu görevlilerinin değerlerini, inançlarını ve haklarını güvence
altına almak, geliştirmek, iyileştirmek için bir fırsat olarak gördük aynı
zamanda.
‘Özgürlük insana aittir,
insana dairdir’ anlayışıyla hareket ettik. Bu düşünceyle, darbe dönemlerinin,
vesayet süreçlerinin eseri kanun ve kararlarla uygulamaya konulan yasakların
kaldırılmasının mücadelesini verdik.
Toplu sözleşmede, mevcut
kanunun kapsamını genişleterek, inançlı ve değerlerine bağlı tüm kamu
görevlileri için kılık ve kıyafet serbestisinden hac farizası iznine kadar
birçok kazanım elde ettik.
3. Dönem Toplu Sözleşme’de
hüküm altına aldığımız “Cuma Namazı İzni” ile kamu görevlilerinin ibadet
hakkını özgürce kullanabilmelerinin yolunu açtık; 8 Ocak 2016 tarihli ve 29587
sayılı Resmî Gazete'de 2016/1 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin yayımlanmasıyla
kamu görevlileri ‘cuma namazı’ hakkına kavuştu. İslam ile sorunu olan bir
sendikanın açtığı ve geçen günlerde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda
görüşülen dava sonuçlandı.
Cuma namazı izninin
“laikliğe, eşitlik ilkesine, inanç özgürlüğüne aykırı olduğu ve kamu
görevlilerinden cuma namazı izni hakkını kullanmayanlar açısından zarar
doğurucu olduğu” iddiasıyla açılan hukuktan yoksun davada, malum sendikayı
hayal kırıklığına uğratan bir karar çıktı.
Danıştay 12. Dairesi’nin
hukuka güveni sorgutlamayan kararı sonrasında, Danıştay Dava Daireleri Kurulu
da üst makam sıfatıyla başvuruyu reddetti. Böylece, cuma namazının mesai
saatlerine denk geldiği zamanlarda kamu görevlilerine namaz vaktiyle sınırlı olarak
izin verilmesi hususunda; kamu görevlilerinden isteyenlere imkân tanınan ancak
diğerleri açısından herhangi bir kısıtlama ya da yükümlülük getirmeyen bir
düzenleme yapıldığı ve öteki kamu görevlileri aleyhine herhangi bir menfaat
ihlali doğmadığı hususu ile davacı sendikanın üyelerinin hak ve menfaatlerini
olumsuz etkileyen bir durumun olmadığı mahkeme tarafından tasdik edilmiş oldu”.
BİHA