TMMOB Şanlıurfa İl
Koordinasyon Kurulu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin birinci yılı ile ilgili
basın açıklaması yaptı.
İnşaat
Mühendisleri Odası Şanlıurfa İl Temsilciliğinde yapılan açıklamayı kurul adına Fikret
Çakır okudu.
“Ülke tarihimizin
en büyük acılarından birisini bundan tam 1 yıl önce yaşadık” diyen Çakır,
depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı diledi.
Resmi rakamlara
göre 50 bin 783 kişinin hayatını kaybettiğinin, 107 bin 204 vatandaşın da yaralandığının
açıklandığını ifade eden Çakır, depremde 35 bin 964 binanın yıkıldığını, 311
bin binanın ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiğinin
belirtildiğini ifade etti.
“Yaşadığımız
afetin yönetim sürecinde iktidarın sergilediği tutumlardan şunu çok iyi gördük
ki, resmi açıklamalarla paylaşılan veriler gerçekliği yansıtmaktan oldukça
uzaktır” diyen Fikret Çakır, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Depremde yaşanan
kayıplara ve yıkımlara ilişkin tüm veriler aradan geçen 1 yılsonunda henüz tam
anlamıyla açıklanmış değildir. Depremin ilk günlerinde, yaşanan yıkımın
büyüklüğü toplumdan saklanmaya, her şeyin kontrol altında olduğu imajını
yaratmaya çalışıldı.
Afetle mücadele
konusunda büyük bir başarısızlık gösteren iktidar, ilk günden itibaren sorumluluğu
üzerinden atmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Felaketin boyutlarını
büyüten ve hepimizin canının daha fazla yanmasına neden olan şey ise afet
sonrasında yaşananlar oldu.
Deprem sonrasında
arama kurtarma faaliyetlerinde yaşanan zafiyetler nedeniyle binlerce kişi
günlerce enkaz altında kurtarılmayı bekledi. Depremzedeler enkaz altındaki
yakınlarını kurtarabilmek için ne bir arama kurtarma timine, ne de gerekli
teçhizata ulaşabildiler.
Afad’ın
yetersizliğine ve beceriksizliğine, bir yardım kuruluşu olmaktan çıkartılarak
bir şirket haline dönüştürülen Kızılay’ın skandalları eklendi.
Depremzedeler
haftalarca çadır beklerken, Kızılay’ın elindeki çadırları şirketlere ve yardım
kuruluşlarına pazarladığı ortaya çıktı. Yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları
halk sağlığı ve çevre sorunları yaratacak biçimde yürütülmeye devam edildi.”
“ALELACELE ENKAZ
KALDIRMA ÇALIŞMALARI BAŞLATILDI”
Fikret Çakır, deprem sonrası atılan adımları eleştirerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Daha arama
kurtarma faaliyetleri bile tamamlanmadan, gerekli deliller toplanmadan
alelacele enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldı. Enkazlar bile kaldırılmadan
yüz binlerce konutun inşası için sözleşmelerin yapıldığı ilan edildi. Henüz
jeolojik inceleme ve etütler bile yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin temel
atma törenleri yapıldı. Meslek örgütleri olarak bu uygulamalarının bilime ve
tekniğe uygun hiçbir yanının bulunmadığını haykırdık. Yapılmak istenen şeyin
halkın barınma sorununun çözümü değil, iktidar propagandası olduğunu çok açık
bir şekilde ifade ettik. Tüm bu sorunların aradan geçen 1 yıla rağmen devam
etmesi ülkemiz adına utanç vericidir.”
1 yılın ardından
depremden en fazla zarar gören illerde aradan geçen zamana rağmen temel sorunların
dahi henüz giderilememiş olduğunun görüldüğünü ileri süren Çakır, barınma,
sağlık, gıda, su gibi en temel ihtiyaçların tam anlamıyla karşılanamamasının
felakete dönüşen afetin etkisini artırdığını kaydetti.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM
RANTSAL DÖNÜŞÜME KURBAN EDİLDİ”
6 şubat depremlerinin,
bugüne kadar yaşadığımız pek çok büyük depreme karşın ülkemizin,
şehirlerimizin, binalarımızın, kurumlarımızın ve halkımızın depreme hazır
olmadığı gerçeğini çok acı biçimde ortaya çıkardığı ifade eden Fikret Çakır, “kentsel
dönüşüm adı altında yürütülen süreç rantsal dönüşüme kurban edilmeseydi ve
deprem tehdidi altındaki yerleşimlerimizin dönüşümü doğru bir şekilde
sağlanabilseydi yaşadığımız acıların boyutunu en aza indirebilirdik” dedi.
Fikret Çakır,
açıklamasını şöyle tamamladı:
"6 Şubat’ın
üzerinden geçen 1 yıla rağmen depremzedelerin sorunları çözülmemiştir. Benzer
felaketlerin tekrar yaşanmaması için ranta dayalı, piyasacı, kamusal denetimi
ve kamu yararını hiçe sayan politikaların terk edilmesinden başka yol yoktur. Hayatını
kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek,
başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz. Herkesi doğa, kent ve
yaşam odaklı bir ülke kuruluşu için mücadele çağırıyoruz. Yaşamlarımız için bu
yıkımı ve talanı durduracağız”.
BİHA