Şanlıurfa
Barosu, 22 Temmuz’da Hilvan ilçesine bağlı Tutumlu Mahallesinde bulunan insan
kemikleriyle ilgili açıklama yaptı.
Kemiklerin
bulunduğu bölgede titiz bir çalışmanın yapılması gerektiğini belirten Şanlıurfa
Barosu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“22.07.2022
tarihinde, Hilvan ilçesi Tutumlu Mahallesinde tarla ıslah çalışması esnasında
naylon poşet insan kemiklerinin bulunduğu ve 3 erkeğe ait olması muhtemel olan
cenazelerin jandarma tarafından alınarak Cumhuriyet Başsavcılığına teslim
edildiği basına yansımıştır.
Bu
topraklarda yüzlerce insan gözaltı gerekçesiyle bir gece vakti yatağından,
güpegündüz sokak ortasından ifade için çağırıldıkları karakollardan,
insanların gözü önünde kaçınıldılar ve bir daha geri dönmediler. Türkiye insan
haklan ihlallerinin yaşandığı, zorla kaybedilmelerin, işkence ve faili meçhul
cinayetler sonucu yaşa yitirenlerin olduğu bir dönemin gerçekleri ile henüz
yüzleşebilmiş değildir. Cenazelerin bulunduğu alan bir döner Siverek bölgesinde
zorla kaybedildiği belirtilen yurttaşların kaybedilmesinde rol aldığı iddia
edilen kişilerin kontrolünde olan bir bölge olduğu zaman zaman dile
getirilmektedir. Zorla kaybedilme gerçeklerinin açığa çıkarılmaması toplumda
ağır hasarlar oluşturmaktadır. Kayıp yakınları, her zaman bir beklenti içinde
olmakta böyle bir haberde yakınlarının yaşama ihtimalini düşünmekte ya da en
azından bir mezarı olabilir düşüncesi gerekli araştırmaların yapılmasını
beklemektedir. Kaybedilen kişilerin bir mezarlarının olmayışı manevi açıda
yakınlarını yıpratmakta, yas tutma hakkını ellerinden almaktadır.
İnsanlığa
karşı işlenen suçlarla yüzleşmek, kayıp yakınlarının gerçeğe ulaşmasını
sağlamak gerekirken bulunan kemiklerle ilgili titiz bir araştırma yapılmaması
adalete olan inancı zayıflatmadadır. Hilvan ilçesi Tutumlu Mahallesi geniş bir
araziye sahip olması nedeniyle, mahallenin tamamında titizlikle bir araştırma
yapılarak bulunacak cenazelerin Minnesota Protokolüne uygun olarak uzmanlar
tarafından kimliklendirilmesi, ölüm, nedenlerinin ve zamanlarının saptanması
sağlanarak sorumluların yargılanmalarının yolu açılmalıdır. Ayrıca Hilvan
Savcılığına başvuru yapan kayıp yakınlarından alınacak kan örnekleri üzerinden
DNA incelemesi yapılmasını talep ediyoruz.
Şanlıurfa Barosu olarak bu soruşturmanın takipçisi olacağımızı belirtiyoruz. Faili meçhul cinayetler dense de aslında faili belli olan cinayetlerde cezasızlığın son bulması, etkin soruşturmalar yapılmasını ve bu suçların insanlığa karşı suçlar olduğu kabul edilerek zamanaşımına uğratılmaması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Bu vesileyle yıllardır kayıp yakınları olarak seslerini duyurmaya çalışan ve 905. haftasına giren Cumartesi anneleri dahil tüm kayıp yakınlarının haklı ve meşru mücadelesini sahipleniyor, kayıp yakınlarının haklı mücadelesinde insan hakları savunucuları olarak her zaman yanlarında olacağımızı bir kez daha yineliyoruz”.
BİHA