Şanlıurfa Barosu, 31 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler Genel
Seçimlerinden sonra Hilvan ve Van’da verilen kararlar ve yaşanan olaylara ilişkin,
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şubesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD)
Urfa Şubesi ile ortak basın açıklaması düzenledi.
Baro binası önünde saat 11.00’de yapılan toplantıya birçok
dernek üyesi ve avukat katıldı.
Basın metnini baro ve dernekler adına Şanlıurfa Barosu
Başkanı Av. Abdullah Öncel okudu.
KAYYUMIN ÖNÜ AÇILIYOR
Öncel, Hilvan ve Van’da verilen kararların kayyum
anlayışının önünü açacağını belirterek, 31 Mart günü yapılan Mahalli İdareler
Genel Seçiminde Hilvan ilçesinde DEM Parti eş başkan adayları Av. Serhan Paydaş
ve Garip Yeşil belediye başkanı olarak seçilmiştir. Hilvan İlçe Seçim Kurulu tarafından dün
"Hilvan Seçimlerinin Yenilenmesi" yönünde verilen kararın, hukuki
dayanağı olmayan ve YSK'nın içtihatlarıyla çelişen bir nitelik taşıdığı
kanısındayız. Bu kararın, hukuksal yorum ve düşüncelerle temellenmek yerine,
özellikle de siyasal iktidarın baskılarıyla biçimlendiği son derece
açıktır. Açıkça vurgulamalıyız ki bu
karar, basit bir "seçim yenileme" kararı değil, kayyım anlayışının
önünü açan köklü sonuçları doğuracak nitelikteki bir tercihtir. Bu karar ile
açıkça görülmüştür ki, Kürt illerinde seçme iradelerinin siyasi iktidarın
güdümündeki oluşumlarla beraber şekillendiği barizdir. Bu karar, sandığın
değiştirebilme gücünün yok edildiği bir ortamı oluşturmaktadır.” İfadeleri kullandı.
KÜRT İLLERİNDE ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMA
Kürt illerinde anti demokratik uygulamaların yapıldığını
söyleyen Öncel sözlerine şöyle devam etti:
“Siyasal düzenin bu denli antidemokratik biçimde değişiminin
sonucunu doğuran bu tercih, Kürt illerindeki anti demokratik uygulamaların
tezahürüdür. Hilvan halkının demokratik kazanımlara yönelik bu müdahale
yıllardır Kürdi illerin de yok sayılan seçme iradesinin tezahürüdür. Kayyım
anlayışıyla; Kürt illerindeki anti demokratik bir gelenek oluşturan iktidar
hukuku rafa kaldırmıştır. Hilvan Halkının seçme ve seçilme hakkını yok sayan
çağ dışı kararı kabul etmeyeceğiz.
Kendi yarattıkları hukuksuzluktan faydalanmaya çalışan bu
zihniyet; hukuk kılıfı altında seçimleri yenileterek kendilerine rant
kazandırmıştır. Başlı başına demokratik olmayan bir ortamda gerçekleşen Hilvan
Seçimlerinde hukuksuzluk daha üst perdeye taşınmıştır.
Yine 31 Mart yerel seçimlerinde Van Büyükşehir Belediyesi
Başkanlığına seçilen Abdullah Zeydan’ın Seçimden 2 gün önce mesai saatinin
bitimine 5 dakika kala kesinleşmiş bir kararın savcılığın başvurusuyla aynı gün
içinde Yargıtay denetimine tabi tutmadan kaldırması tam bir hukuksuzluk
halidir.
İktidar tarafında sergilenen mizansenle Van halkının iradesine
kayyım atanmıştır. Bu kararla; yasal düzenlemeler ve seçim kurullarının
uygulamaları ile oluşan yerleşik içtihatlar, teamüller ve ilke kararları yok
sayılmıştır. YSK kararı ile tüm bu birikim bir yana atılınca, artık fiili
kayyımların önü açılmıştır.
Yaşanan süreç bu topraklarda yükselen barış ve birlikte
yaşama talebine karşı yapılmış bir darbedir. Demokrasilerde sandık, sadece
" seçmek " için değil, aynı zamanda " değiştirebilmek "
için vardır. Hilvan ve Van halkı tüm hukuksuzluklara rağmen demokratik tercihini
kullanmış iradesini beyan etmiştir. Kürt illerindeki demokratik kazanımlara
yönelik sistematik olarak gerçekleştirilen bu müdahaleler fiili kayyum
rejiminin tezahürüdür. Seçimle kazanılmayan Hilvan ve Van hukuk dışı
uygulamalarla gasp edilmeye çalışılması hukukun rafa kaldırdığının
göstergesidir. Hilvan ve Van Halkının iradesine saygı duyularak belediye
başkanlarına mazbataları verilmelidir. Kayyum zihniyetiyle kendi yarattığı
usulsüzlüklerle kazanmaya çalıştığı belediyelerde iktidar halkın iradesine
mağlup olmaya mahkumdur. Bu nedenle, hukuka aykırı fiili kayyım atamalarının
bir an önce sonlandırılmasını, demokratik hukuk devletinin gereklerinin yerine
getirilmesini talep ediyoruz”.