Türk Tabipler Birliği ve Şanlıurfa Tabip Odası, Gaziantep'te
12 yıl önce görevi başındayken şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden
ve ölüm yıldönümü “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” ilan edilen Dr. Ersin
Arslan’ın anısını yaşatmak ve sağlık çalışanlarının güvenliğine dikkat çekmek
amacıyla, 81 ilde eş zamanlı olarak basın açıklaması düzenlendi.
Şanlıurfa Tabip Odası binasında yapılan basın açıklaması öncesinde görevini yaparken şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden bütün sağlık emekçileri adına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Basın açıklamasını Şanlıurfa Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi
Derya Bulgur okudu.
Bulgur’un okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer
verildi:
“Sağlıkta Şiddet Sona Erene Kadar Mücadeleden
Vazgeçmeyeceğiz
Gaziantep’te görevi başında katledilen meslektaşımız Dr.
Ersin Arslan’ın ölümünün üzerinden, 12 yıl geçti. TTB tarafından “sağlıkta
şiddete karşı mücadele günü” ilan edilen bugünde, başta Dr. Ersin Arslan olmak
üzere, sağlıkta şiddet nedeniyle bugün aramızda olmayan, kaybettiğimiz tüm
meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
Son 20 senede, sağlık kurumlarında ve çalışma ortamlarımızda
karşılaştığımız şiddet, korkunç boyutlara ulaşarak biz hekimlerin/sağlık
emekçilerinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. 2023 yılında kamuoyuna
yansıyan Beyaz Kod verilerinden, günde ortalama 50’den fazla sağlıkta şiddet
başvurusu yapıldığını biliyoruz. Üstelik yaptığımız çalışmalarımızda da
gördüğümüz, sağlıkta şiddet olaylarının yarıdan fazlasında Beyaz Kod bildirimi
yapılmamaktadır. Sağlık çalışanları olarak bizler neredeyse her gün sözel
şiddete maruz kalıyoruz ve bu kayıtlara girmemektedir.
Sağlıkta şiddetle baş etmekte zorluk yaşadığımız, hatta
nefes bile alamaz hale geldiğimiz herkes tarafından bilinip, kabul edilmesine
rağmen; halen gerçek nedenler görmezden geliniyor ve bu nedenlere yönelik
çözümlere yaklaşılmıyor.
Sağlık Bakanlığı’nın uyarı ve çağrılara rağmen, sağlıkta
şiddetle alakalı halen herhangi bir ciddi adım atmaması, Dr. Ersin Arslan’ın
ölümünden sonra olduğu gibi, yeterli olmayan yasal düzenlemelerle yetinmesinin
nedeninin, sağlıkta şiddetin sona erdirilmesine yönelik bir adım olmadığını,
sistemi korumaya yönelik olduğunu biliyoruz. Üstelik Sağlık Bakanlığı, Beyaz
Kod verilerini bizimle paylaşmaktan da kaçınıyor! Ancak biz, TTB olarak bu
bilgileri sınırlı da olsa mahkeme kararıyla alabiliyoruz.
Tüm bunlar, her geçen gün bizi çalışamaz hale getiren
şiddetin çözümüne dönük etkin, sahici adımlar değildir. Kamu otoritesinin,
ilgili meslek örgütü ve sendikalarla en küçük iş birliğinden dahi kaçınması da
şiddeti bitirmeye yönelik ciddi bir irade olmadığının delili olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eğer yasa ve düzenleme önerilerimize kulak verilseydi; 2022 yılında Konya’da
hastanede silahlı saldırı sonucu kaybettiğimiz Dr. Ekrem Karakaya ve daha
birçok meslektaşımız şu an hayatta olabilirdi.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla birlikte hasta ve yakınlarının
müşteri olarak görüldüğü ve sınırsızlık tanındığı, biz sağlık çalışanlarının
ise gittikçe değersizleştirildiğimiz bir sistemde çalışmaktayız. Sağlıkta
şiddet bizi tüketen bu sistemin, hastalarla ve kendi aramızda oluşan sağlıksız
iletişimin bir parçası haline gelmiştir. Ancak bireyci, sermaye odaklı ve
ölümcül bir rekabeti önümüze koyan sağlık sistemi sadece şiddet üretmiyor. Bu
sistemde sağlık hizmetleri de niteliksizleşiyor ve sonucunda toplumun
sağlığının daha da geriye gittiğini istatistikler bize gösteriyor.
Sağlıklı çalışma koşullarında, tükenmeden ve şiddet görmeden
nitelikli sağlık hizmeti verebilmemiz için sağlık sisteminin daha eşitlikçi,
toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşası zorunludur. Bunun dışında
sağlıkta şiddet yasa teklifimiz kabul edilmeli, idarecilerin sorumluluğu göz
ardı edilmemeli, çalışma ortamımızın düzenlenmesi için TTB olarak önerdiğimiz
çözümler dikkate alınmalıdır. Bunlar aynı zamanda uluslararası kabul görmüş
önlemlerdir.
Tabii ki toplumsal alanda büyüyen şiddet iklimi ve bizi
birbirimize düşman ederek kazanç sağlamaya çalışan zihniyetin varlığında sağlık
alanında şiddetin de var olacağını biliyoruz. Dolayısıyla şiddetle her alanda
mücadele etmekten başka bir şansımızın olmadığı açıktır. Ancak mücadele,
dayanışma ve örgütlülükle, “şiddet sona ersin” sloganının tüm dünyada
yankılanmasıyla şiddetsiz bir yaşamı hep birlikte kurabiliriz.
Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları olarak bu zamana kadar çalışma ortamlarımızdaki şiddet sorununun çözümü için her alanda, her düzeyde emeğimizi ortaya koyduk. Sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiklerimizin anılarını yaşattık, yaşatacağız. Sağlıkta şiddete karşı mücadele gününde sözümüzü yineliyoruz! Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!”
BİHA