Termometre değerleri iyiden iyiye yükselmeye başladı. Hava sıcaklıkları bazı şehirlerde 40 dereceyi görüyor. Buna bir de nem eklenince hissedilen sıcaklık daha da bunaltıcı oluyor. Sağlıklı bireylerde bile çeşitli rahatsızlıklara yol açabilen sıcak hava özellikle kronik hastalıkları olanları zorluyor.
Yaz sıcaklarının bastırdığı bugünleri en az zararla atlatmak için neler yapılmalı? Özellikle kimler daha dikkatli olmalı? İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi izmir Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Doç. Dr. Berna Eren Kömürcüoğlu, sıcak havalarda alınması gereken önlemleri anlattı.
İleri yaştakiler daha fazla etkileniyor
Sıcak havanın özellikle bebekleri ve geriatri grubu olarak kabul edilen 65 yaş üstü kişileri etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Mocan, “Yaşlı grupta vücuttaki su miktarı daha az oluyor. Yine bu yaş grubunda diyabet, hipertansiyon, kalp gibi kronik hastalıklar daha fazla görülüyor. O nedenle 65 yaş üzerindeki şahısların güneşte fazla kalmamaları, mutlaka hava akımı olan yerlerde oturmaları gerekiyor” diyor.
Sıcak havalarda üç türlü tehlikeyle karşı karşıya kalındığını ifade eden Prof. Dr. Mocan şöyle konuşuyor:
“Birincisi susuz kalmak, ikincisi sıcak çarpması, üçüncüsü de ultraviyole çarpması; yani güneşteki zararlı ışınların bir şekilde vücutta yan etki göstermesi… Bu üçüne dikkat edilmesi lazım. Sıcaktan kaçınmak için hava akımı olan yerlerde oturulması lazım. Kapalı odalar çok tehlikeli. Camların karşılıklı açılıp cereyan dediğimiz hava akımının olduğu yerlerde oturulmalı. Çünkü yaşlılar genellikle sıcağı daha fazla sever ama vücut ısılarının arttığını çok fark etmezler. Onun için onları uyarmak gereklidir. Bir diğeri de sıvı konusu. Bol su içilmesi gerekiyor. Yaşlıların günde 2,5 litreyi, gençlerin ise 3 litreyi geçmeleri gerekiyor. Şekerli içeceklerden uzak durmaları gerekiyor. Onun yerine ayran ideal bir yaz çiçeği olarak tercih edilmeli.”
Güneşten korunmak gerekiyor
Sıcak havalarda dışarıya çıkanların daha da dikkatli olması öneriliyor. Çünkü güneşin zararları etkilerinden korunmak önemli. Bunun için vücudun açık kısımlarına güneş yağı sürülmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Mocan, dikkat edilmesi gereken diğer ayrıntıları şöyle ifade ediyor:
“Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için geniş şapkalar, hava alan yumuşak pamuklu elbiseler giyilmesi gerekiyor. Güneşin altında mümkün mertebe dolaşılmamalı. Özellikle güneşte spor yapılması ve güneş altında durulması kalp krizini tetikliyor. Beyin kanamaları da yazın fazla oluyor. Çünkü sıcakta beyin içi basınç artıyor. O yüzden her halükarda yemek sonrası bir-iki saat istirahat edilmeli. Yazın mutlaka öğleden sonra istirahate ihtiyaç var.”
Kalp ve böbrek hastaları risk altında
Yaz aylarında fırsat bulanlar tatillerini yapıyor. Ancak tatilcilerin yine güneşin en etkili olduğu 11 ila 16 saatleri arasında kendilerini korumaları öneriliyor. “Özellikle bu saatler arasında güneşten kaçınmak gerekiyor” diyen Prof. Dr. Mocan, bir parantez açarak kronik hastalıkları olanlara dikkat çekiyor:
“Özellikle kalp hastaları, böbrek hastalıkları olanlar daha fazla etkileniyor. böbrek hastalarında vücutta sıvı miktarı ne kadar fazlaysa böbrekler o kadar iyi çalışır. Eğer susuz kalırsa böbrekler de az çalışır. O yüzden böbrek yetmezliklerini de daha fazla görüyoruz.”
Solunum yolu hastaları ne yapmalı?
Yaz sıcaklıklarından fazla etkilenen bir diğer grup da kronik solunum yolu hastalıklarından muzdarip olanlar… Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Doç. Dr. Berna Eren Kömürcüoğlu sıcakla birlikte nemin de arttığını söylüyor. Bunun yarattığı olası zararları şöyle anlatıyor:
“Sağlıklı kişiler bunu fark etmiyorlar ama astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), pulmoner fibrozis gibi akciğer dokusunda kalınlaşma olan kişiler nefes almak için daha fazla efor sarf ediyorlar. Bir de bunun üzerine aşırı sıcaklık, nem gibi solunumu zorlaştıran ortamlarda solunum dengeleri çok daha kolay bozuluyor. Bu kişiler solunum yetmezliği dediğimiz oksijenin yetmemesi, doğru soluk alıp verememe hissini duymaya başlıyorlar. Özellikle KOAH’lı hastalarda atak görülebiliyor.”
Sıcaklar hastalarda ataklara sebep oluyor
Havadaki basınç değişiklikleri, aşırı kuru havaya maruz kalmak da yine bu tip hastalarda ataklara sebep olabiliyor. Bunun önüne geçmek için Doç. Dr. Kömürcüoğlu, bazı önerilerde bulunuyor:
“Hastalar aşırı sıcaklara maruz kalmamalı. Mümkünse 11 ila 16 arasındaki aşırı sıcağa maruz kalınan dönemlerde dış ortama çıkmamaları hatta klimalı yerlerde ve evlerinde kalmalılar. Yine kronik hava yolu hastalığı olan kişilere -eğer yer değiştiriliyorlarsa- sahil veya yüksek yerler gibi havanın daha ılıman olduğu, aşırı sıcağa maruz kalınmayan yerlere gitmeleri önerilebilir.”
Klimaya dikkat
Doç. Dr. Kömürcüoğlu, bu noktada klima konusunda da bir uyarı yapıyor:
“Klimayı çok soğuk değil de 22 derece civarında kullanmalarını öneriyoruz. Çünkü çok aşırı soğuk kullanmak ev dışına çıkıldığında aşırı bir sıcaklık farkı yaratıyor. Bu da hastanın dışarıya çıktığında daha fazla reaksiyon göstererek solunum sıkıntısı çekmesine sebep oluyor.”
Hastaların bulundukları ortamdaki nem oranının yüzde 30 ila 50 arasında olması dikkat edilmesi gereken bir diğer konu. Yine solunum sıkıntıları nedeniyle hastaların rutin olarak aldıkları ilaçları da düzenli olarak kullanması gerekiyor. Hava yolu hastalıklarının özellikle kışın viral enfeksiyonlarla artan hastalılar olduğunu belirten Kömürcüoğlu, “Hastalarımız yazın daha iyiyim diye ilaçlarını gevşetebiliyorlar. Ama aşırı sıcaklar hastalıkları tetikleyerek atağa neden olabiliyor” diyor.