Türkiye'nin güneydoğusunda, Fırat Nehri'nin büyük bir
bölümünü kaplayan ve Harran Ovası'na önemli ölçüde su sağlayan baraj, dünya
çapında da taşkın kontrol hacmi bakımından üçüncü, gövde dolgu hacmi bakımından
ise altıncı sırada yer alıyor.
Atatürk Barajı, Fırat Nehri üzerinde, Şanlıurfa, Adıyaman ve
Gaziantep illerinin sınırlarını oluşturan bölgede yer alırken bölge halkının su
ihtiyacını karşılamakta.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ)’den Atatürk
Barajı'nın hizmete alınışının 32. yılı dolayısıyla yapılan açıklamada, tarımsal
sulamada ciddi öneme sahip olan barajın ülke ekonomisine her yıl yaklaşık 1,7
milyar ABD doları katkı sağladığı belirtildi.
Yapılan açıklamada, Atatürk Barajı'nın ürettiği elektrik
gücü ve ziraî sulamaya sunduğu katkıyla Türkiye’nin yüz akı projelerden biri
olduğu ifade edildi.
Barajda çeşitli türlerde balık yetiştiriciliği ve avcılık da
yapıldığı ifade edilerek kurulan iskeleler vasıtasıyla hem yolcu hem de yük
taşımacılığının da yapıldığı kaydedildi.
Türkiye ve Avrupa’nın en büyük barajı olduğuna dikkat
çekilen açıklamada,
“25 Temmuz 1992 yılında düzenlenen merasimle açılışı yapılan
Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santrali (Atatürk Barajı) başta hidroelektrik
enerji ve tarımsal sulama olmak üzere faaliyet gösterdiği alanlarda ülke
ekonomisine her yıl yaklaşık 1,7 milyar ABD doları katkı sağlıyor.
Atatürk Barajı gerek insanı hayrete düşüren boyutları
gerekse ekonomik ve sosyal faydaları açısından Türkiye Cumhuriyeti’nin hayata
geçirdiği en büyük yatırımlar arasında yer alıyor. Tamamıyla Türk mühendis ve
işçisinin emek ve alın teriyle ülkemize kazandırılan bu abidevi eser, ismine
yakışır şekilde ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük barajı unvanına sahip ve
dünyanın sayılı mühendislik yapısı arasında bulunuyor.” denildi.
Açıklamada, Atatürk Baraj Gölü’nün Van Gölü ve Tuz Gölü gibi
doğal göllerin ardından ülkemizin en büyük üçüncü gölü olduğu anımsatılarak, “Elektrik
kurulu gücü, gövde dolgu hacmi ve baraj gölü açısından ülkemizde ve Avrupa’da
Atatürk Barajı’ndan daha büyüğü bulunmuyor. Atatürk Barajı dünya çapında da
taşkın kontrol hacmi bakımından üçüncü, gövde dolgu hacmi bakımından ise
altıncı sırada yer alıyor.
DSİ tarafından 1983 yılında inşaatına başlanılan Atatürk
Barajı’nda 13 Ocak 1990 tarihinde su tutulmaya başlandı ve zamanla bölge
halkının “deniz” olarak andığı 817 kilometrekarelik devasa baraj gölü ortaya
çıktı. İnsan eliyle yapılmış olmasına rağmen Atatürk Baraj Gölü; Van Gölü ve
Tuz Gölü gibi doğal göllerin ardından ülkemizin en büyük üçüncü gölü oldu.
Atatürk Barajı, depoladığı su miktarı açısından da eşsiz bir konumda bulunuyor.
Baraj rezervuarında depolanan 48,7 milyar metreküp su, ülkemizin toplam su depolama
kapasitesinin yaklaşık yüzde 26’sını oluşturuyor. Bu müthiş su kütlesi, başta
hidroelektrik enerji üretimi ve tarım olmak üzere; su ürünleri üretimi, ulaşım,
suyolu taşımacılığı ve turizm gibi sektörlerin hizmetine sunuluyor.” değerlendirmesinde
bulunuldu.
Atatürk Baraj Gölü'nde çeşitli türlerde balık
yetiştiriciliği ve avcılık da yapıldığına dikkat çekilerek, şu ifadelere yer
verildi:
500 Milyar TL’lik Enerji
Üretimi
Atatürk Barajı dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan
Süleyman Demirel’in yanı sıra çok sayıda yabancı devlet başkanı ve üst düzey
yetkilisinin katılımıyla 25 Temmuz 1992 tarihinde düzenlenen merasimle hizmete
açıldı ve ilk ünite devreye alınarak tesis elektrik enerjisi üretimine başladı.
Atatürk Barajı’nın 8 türbinden oluşan hidroelektrik santrali toplam 2400 MW
kurulu güce sahip. Son türbinin 10 Eylül 1994 tarihinde devreye alınmasıyla
birlikte tesis tam kapasite elektrik üretimine başladı. Atatürk Barajı ve HES
yıllık 8,9 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretim kapasitesine sahip. Dev
tesis bu özelliği ile ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük hidroelektrik santrali
konumunda bulunuyor. Atatürk Barajı ilk türbinin devreye alınarak enerji
üretmeye başladığı 1992 yılından bu yana toplam yaklaşık 210 milyar kilovatsaat
elektrik enerjisi üreterek, milli ekonomiye yalnızca elektrik enerjisi
üretiminden yaklaşık 500 milyar TL katkı sağladı.
MİLLİ EKONOMİYE HER
YIL YAKLAŞIK 1,7 MİLYAR DOLAR KATKI
Atatürk Barajı müthiş enerji üretiminin yanında ülke tarımı
ve gıda güvenliği açısından da son derece önemli bir işleve sahip. Tesis ile
Fırat Nehri’nin sularından ilk defa sulama maksatlı faydalanılması imkânı
doğdu. Atatürk Barajı’ndan yapılacak sulama sahası 800 bin hektar ile ülkemizin
ekonomik olarak sulanabilir arazisi olan 8,5 milyon hektarın yaklaşık yüzde 10’unu
oluşturuyor.
Atatürk Barajı’nda depolanan sular 1995 yılından itibaren
tarım arazileriyle buluşmaya başladı. O tarihten bu yana sulanan arazi miktarı
sürekli arttı ve günümüz itibariyle yaklaşık 450 bin hektara ulaştı. Atatürk
Barajı 1995 yılından günümüze kadar tarımsal sulamadan ülke ekonomisine toplam
yaklaşık 423 milyar TL katkı sağladı.
Öte yandan Atatürk Baraj Gölünde çeşitli türlerde balık
yetiştiriciliği ve avcılık da yapılıyor. Özellikle sazan türü balıklar
yetiştirilerek bölgenin gıda çeşitliliğine ve yeni iş alanlarına kavuşmasına
katkı sağlanıyor. Bunun yanında baraj gölünün çeşitli kesimlerinde tesis edilen
iskeleler vasıtasıyla hem yolcu hem de yük taşımacılığı yapılıyor. Atatürk
Barajı her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti de ağırlıyor.
Atatürk Barajı’nın, enerji ve tarımsal sulama başta olmak
üzere taşkın kontrol ve diğer gelir getirici faaliyetlerle birlikte milli
ekonomiye her yıl yaklaşık 1,7 milyar ABD doları tutarında katkı sağladığı
hesaplanıyor. Bu katkı sulama sahasının tamamına su iletilmesiyle daha da
artacak.
Atatürk Barajı işletme ömrü açısından da dünyadaki şanslı
barajlar arasında yer alıyor. Çünkü Fırat nehri üzerinde Atatürk Barajı’nın
akış yukarısında inşa edilen Keban ve Karakaya gibi büyük barajlar, filtre
görevi görerek baraj rezervuarının rusubatla dolmasını engelliyor. Bu avantaj
sayesinde Atatürk Barajı daha uzun yıllar ülke ekonomisine katkı sağlamaya ve
ülkemizde inşa edilen en büyük mühendislik eseri olarak Ulu Önderin ismini
yaşatmaya devam edecek.”