Adalet Bakanlığı Kişisel Verileri Koruma Kurumu tarafından düzenlenen ‘Kişisel Veriler ve Hukuki Güncellemeler 2025 Perspektifi’ programı bugün İbn Haldun Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İstanbul 2 Nolu Barosu ve Türkiye Hukuk Platformu’nun paydaşı olduğu programa, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Av. Yasin Şamlı ve İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan katıldı.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Tunç, tutuklu öğrenciler hakkında, "Tabi bunların değerlendirmesini yapacak olan Cumhuriyet Savcılığı ve ilgili Sulh Ceza Hakimlikleri. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu çerçevesi dışına taşan olaylar, kanuna aykırılıklar olup olmadığını değerlendirecek olan elbette ki tarafsız ve bağımsız yargımızdır. Yargı gerekli kararları verecektir, dolayısıyla biz şu andaki onlarla ilgili başlatılan soruşturmayla ilgili olarak tamamen yargının bu sürecini takip etmek durumundayız" dedi.
‘İŞKENCEYE SIFIR TOLERANS POLİTİKASINI UYGULAMAYA DEVAM EDİYORUZ’
Usule aykırı arama yapıldığı iddialarına ilişkin soruya Bakan Tunç İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulamaya devam ettiklerinin altını çizerek, “Usule aykırı arama diye bir durum söz konusu olamaz. Bir kere bizim mevzuatımız açık. Ceza İnfaz Kurumları’nın yönetimine dair ve ceza güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kanunlarımız var, yönetmeliklerimiz var. Bu yönetmelikler gereğince yapılan uygulamalar söz konusu. Tabi bu bütün dünyada geçerli olan ‘detaylı arama’ dediğimiz birilerinin ‘çıplak arama’ şeklinde ifade ettiği hususlar. Ülkemizde kesinlikle ‘çıplak arama’ diye bir durum söz konusu değildir. Olamaz, buna izin veremeyiz. Bizim mevzuatımız ceza güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin yönetmeliğin 34’üncü maddesi açık detaylı aramayı düzenlemiştir. Burada özellikle cezaevlerinin güvenliği bakımından hem oradaki hükümlü ve tutukluların güvenliği bakımından hem de cezaevlerine yasak madde sokulmaması bakımından eğer bir şüphe durumu varsa cezaevi idaresine böyle bir detaylı arama yetkisi verilmiştir. Ama bu yetki kullanılırken, elbette ki bu bir istisna yetkidir detaylı arama, bu yetkiyi kullanırken kişinin mahremiyetine özellikle dikkat edilir. Zaten yönetmeliğimiz buna havidir. Bu detaylı aramada kişinin mahremiyeti, özellikle aynı cinsten kişinin aramış olması ve kıyafetlerinin dışında kendisine ekstra bir kıyafet verilmiş olması dolayısıyla her türlü mahremiyete ilişkin tedbirler alınarak bu detaylı aramalar yapılır ve bu detaylı aramada istisna bir durumdur. Bir şüphe durumunda cezaevlerinin güvenliği bakımından yasak madde sokulmaması bakımından uygulanan hususlardır. Bir çok Avrupa ülkesinde çok daha farklı uygulamalar vardır ama biz özellikle bizim mevzuatımız, hem uygulamamız mahremiyete önem veren, kişi onurunun insan onurunun zedelenmemesi bakımından özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar olarak görürüz. Dışarıda özellikle bir takım beyanlarda bulunuluyor. Yani burada çıplak arama yapıldı, işkence vs. kesinlikle arkadaşlar böyle bir durum söz konusu olamaz. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulamaya devam ediyoruz. Bu konudaki kararlılığımızdan hiçbir zaman biz taviz vermedik. Türk Ceza Kanununda işkence suçunun zamanaşımına uğramayacağına yönelik düzenlemeyi biz yaptık. 2013 yılında mevzuatımıza girdi. Bu konuda çok hassasız. Eğer bir tane örnek varsa cezaevlerinde ya da gözaltı durumunda bir örnek varsa bunun üzerine kararlılıkla bu ülkenin yargısı gider. Bu konuda hiç tereddütümüz olamaz. ‘İşkence var’ şeklinde bir kara propagandaya kesinlikle halkımız itibar etmesin" ifadelerini kullandı.
‘CUMHURBAŞKANIMIZ’A YÖNELİK HAKARETLERİ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR’
Bakan Tunç ,“Henüz dosyayla ilgili isnatlarla ilgili iddialarla ilgili hiç bilgisi olmadan çıkıp birtakım siyasilerin maalesef işte bu bir 'adli soruşturma değildir' 'Bu siyasi soruşturmadır' şeklinde birtakım hedef saptırma içerisine girdiklerini görüyoruz. Bu hedef saptırmalar özellikle yargıyı etkilemez. Yargı makamları anayasanın 138’inci Maddesi gereğince milletten aldığı yetkiyi kullanır. Hiçbir makamdan, merciden, mevkiden talimat almaz. Hiçbir makam merci ona tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz, dolayısıyla bağımsız ve tarafsız yargı isnat edilen suçlamalarla ilgili soruşturmalarını yapar ve bir sonuca ulaşır. Soruşturmayı etkilemeye yönelik, yargı mensuplarını tehdide yönelik ve bu soruşturma üzerinden sayın Cumhurbaşkanı’mıza yönelik hakaretleri kabul etmemiz mümkün değildir. Dün çok talihsiz bir ifade kullandı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı. Sayın Cumhurbaşkanımıza maalesef cunta başkanı diyebildi. Bu bir kere hadsizlik, bu ifadeleri kendisine iade ediyoruz" dedi.
MAHİR POLAT'IN DURUMU İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Tutuklu bulunan Mahir Polat’ın son durumu hakkındaki soruları yanıtlayan Bakan Tunç, "Bizim kanunlarımız, ceza Mahkemesi kanunumuzun 109’uncu Maddesi açık ve yine ceza ve güvenlik tedbirlerinin infaz kanunumuzun 16’ncı Maddesindeki usul var. Şimdi CMK 109’uncu Maddesinde cezaevinde sağlık şartları nedeniyle yalnız başına hayatını idame ettiremeyeceklerle ilgili olarak gerekli kararların nasıl verileceği yine Ceza Güvenlik Tedbirleri İnfaz Kanunumuzun 16’ncı Maddesinde belli. Burada tam teşekküllü hastaneden alınacak bir rapor ve bu raporun adli tıp kurumu tarafından onaylanması durumunda tutuklu kişilerle ilgili adli kontrol kararı verilebileceği mevzuatımızda var. Tabii bahsettiğiniz tutuklu ile ilgili olarak cezaevine naklinden sonra belirttiği şikayetler sonrası bir ön muayene yapılmıştır sonra Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edilmiştir. Orada bir takım tetkikler ve tıbbi müdahaleler yapıldıktan sonra yine oradaki heyetin kararıyla cezaevine tekrar geri alınmıştır. Orada da yine şikayetlerinin devam etmesi üzerine Kampüs Devlet Hastanesi'nde doktorların tetkikleri sağlanmıştır, muayeneleri yapılmıştır ve adli tıpa sevkine karar verilmiştir. Şimdi adli tıpa sevki ile ilgili durum söz konusu. Bugün adli tıp gerekli muayeneleri yapacaktır ve ilgili ile ilgili olarak gerekli raporu adli tıp verecektir ve adli tıpın verdiği rapor doğrultusunda da yine Ceza İnfaz Yönetmeliğimizin 16’ncı Maddesi gereğince bir karar verilecekse buna yine Cumhuriyet savcılıklarımız ve sulh ceza hakimliklerimiz karar vereceklerdir. Burada adli tıp'ın raporunu beklemek durumundayız" diye konuştu.
‘YARGI NE İÇERDEN NE DIŞARDAN HİÇ KİMSEDEN TALİMAT ALMAZ’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltı sürecine ilişkin iddialara da yanıt veren Bakan Tunç, "Bu saçma sapan bir iddia yani Amerika Birleşik Devletleri'nden icazet alarak yargı işlem yapacak öyle mi? Ya böyle bir şey olabilir mi? Yani tabii kimlerin nerelerden icazet aldığını kimin bu ülkeyi bu ülkenin yargısını kimlere yabancılara nasıl şikayet ettiğini biliyoruz. Herhalde kendisini ifade etmeye çalışıyor. Türkiye'yi başka ülkelere şikayet ederek yalnız bırakıldı diyen kendisi. Yargı ne içeriden ne dışardan hiç kimseden talimat almaz. Hiçbir merciden makamdan talimat almaz. Yabancılardan hiç almaz. Böyle bir durum söz konusu olamaz" dedi.