Türkiye’de yıllardır kırsaldan kente göç konuşulurken, son yıllarda gözle görülür bir şekilde şehirden köye dönüş hikâyeleri gündeme gelmeye başladı. Özellikle 2020 sonrası hız kazanan bu hareket, artık yalnızca pandemiye ya da geçici trendlere bağlı değil; bir yaşam felsefesine dönüşüyor.
30 yaşındaki Ezgi S., üç yıl önce İstanbul’daki reklam ajansından istifa edip Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesine yerleşti. Şimdi köyünde lavanta ekiyor, doğal sabunlar üretiyor ve hepsini internetten satıyor.
“İstanbul’da kazandığım parayı sadece kiraya veriyordum. Burada nefes alıyorum ve üretiyorum.”
Benzer bir hikâye de Balıkesir’in Havran ilçesinden: Bilgisayar mühendisi Onur K., artık sabahları horoz sesiyle uyanıyor.
“Yazılımcıyım. Bilgisayarımı aldım, internetimi bağlattım, gerisi huzur. Akşam dışarı çıktığımda yıldızları görüyorum. Bunu hiçbir plazada göremedim.”
Neden Geri Dönüyorlar?
Sosyolog Dr. Melike Yaman’a göre bu hareketin temelinde üç neden var:
Şehirde artan yaşam maliyetleri
Dijitalleşmenin getirdiği uzaktan çalışma imkanları
Tükenmişlik sendromu ve doğal yaşama özlem
Yaman’a göre bu dönüş, sadece bireysel tercihler değil, aynı zamanda “geleceğin yaşam modeli” açısından da ipuçları veriyor.
Sayılar da Dikkat Çekici
TÜİK verilerine göre son 5 yılda büyükşehirlerden kırsal ilçelere yapılan bireysel göç %22 arttı. En çok göç alan yerler arasında Artvin, Isparta, Amasya, Karabük ve Mersin’in bazı köyleri öne çıkıyor.
“Köy Artık Sadece Tarım Yeri Değil”
Köyde yaşayanların artık sadece çiftçilik yapmadığına dikkat çeken yerel muhtarlar ve belediye yetkilileri, gelen gençlerin e-ticaret, yazılım, tasarım gibi işlerle uğraştığını söylüyor. Bazıları podcast yayıncılığı yapıyor, bazıları YouTube üzerinden içerik üretiyor.
Sonuç:
Şehir hayatından bunalan gençler için artık köy bir kaçış değil, bir hedef. Modern hayatın sunduğu dijital kolaylıklarla harmanlanan kırsal yaşam, hem üretimi hem de insan ilişkilerini yeniden tanımlıyor.
Belki de asıl “ileriye gitmek”, bazen geri dönmekle başlıyor.