ŞANLIURFA - Kolay yoldan para kazanma uğruna
dolandırıcılığı tercih eden şahıslar, vatandaşları tuzaklarına düşürüyor.
Çeşitli yöntemler kullanan bu şahıslar, hemen hemen her
gün en az bir kişiyi mağdur ediyor. En sık rastlanan yöntem ise telefon
dolandırıcılığı. Telefon dolandırıcılığında ise yeni yöntemin adı 'icra takibi'
oldu.
Ekonomik krizle birlikte vatandaşlar, borçlarını
ödemekte zorlanırken bir yandan da icraya düşme korkusu yaşıyor. Vatandaşların
zaafını kullanan bazı fırsatçılar da tüm operatörlerdeki numaralara 'hakkınızda
icra takibi başlatıldı' mesajları atarak, para talebinde bulunuyor.
Vatandaşların çoğu durumu yetkililere bildirmek yerine mesajdaki sözde hukuk
bürosunu arayarak para yatırıyor. Vatandaş dolandırıldığını iş işten geçince
fark ediyor.
Şanlıurfa Barosu avukatlarından
Hikmet Delebe, sahte icra dosyası üzerinden gelen haciz tehditleri ve para
talepleri karşısında yapılması ve dikkat edilmesi gereken tüm detayları BİHA’ya
anlattı.
Dolandırıcıların son yöntemi
hakkında bilgi veren Avukat Delebe, böyle mesajla karşılaşıldığında avukata ya
da baroya gidilerek, bilgi alınmasının doğru olacağını belirtti.
DELEBE: GELEN MESAJLARA İTİBAR ETMEYİN
Delebe, telefonlara gelen 'hakkınızda
icra takibi başlatıldı' mesajlarına kesinlikle itibar edilmemesi gerektiğini
vurgulayarak, şu uyarılarda bulundu:
“İcra takiplerinin kesinlikle fiziki kağıt olarak
tebliğ edilmesi gerekiyor. İcra daireleri takip talebini aldıktan sonra gerekli
belgeleri ve ekleri gördükten sonra muhataba bir tebligat gönderir. Tebligat
geldikten sonra icra takibinin başlatıldığını muhatap anlamış olur.Son
zamanlarda çok ciddi sıkıntılar baş gösterdi. Mesaj yoluyla bir şekilde
birileri aldığı bilgilere göre şahıslara borçlu olduklarına dair ve parayı
ilgili hesaba yatırması gerektiği yönünde mesajlar göndermektedir. Bunlara
kesinlikle itibar edilmemesi gerekiyor. Gelen mesajlarda çoğu zaman sahte ve
müstear isimler kullanılmaktadır. Bunlara itibar etmek doğru değildir. Gelen
mesajla ilgili kişinin avukat olup olmadığı baroların resmi internet
sitelerinden araştırma yapılarak bulunabilir. Türkiye Barolar Birliği’nin de bu
konuda avukat arama portali var, buradan isim soyisim girildiği zaman ilgili mesaj
bir avukata aitse o isim çıkar, olmadığı takdirde sahte ve müstear isim olduğu
anlaşılır.”
“ESKİDEN
POLİS, SAVCI DİYE ARARLARDI, ŞİMDİ AVUKAT OLARAK ARIYORLAR”
Dolandırıcıların daha önce kendilerini hakim, savcı,
polis ve jandarma komutanı olarak tanıtırken, şimdilerde kendilerini avukat
olarak tanıttığına dikkati çeken Delebe, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Telefonla dolandırıcılık son zamanlarda ciddi şekilde
arttı. Toplumun belli bir hassasiyeti bilinci gelişti ama şu anda yapılan
dolandırıcılık mesaj yoluyla yapılan dolandırıcılıktır. Daha önce kendilerini
hakim, savcı, polis ve jandarma komutanı olarak tanıtan kişilerin yaptığı
dolandırıcılıklardı. Bu dolandırıcılık yöntemi ile birçok ünlü isim, hukuk
profesörleri, iş adamları vs. çeşitli vesilelerle dolandırıldılar. Fakat
toplumda belli bir bilinç oluşturdular. Şu anda yapılan dolandırıcılık bir
avukatlık ofisinden gönderilen mesaj yoluyla yapılmaktadır. Böyle bir durumda
savcılıklara, kolluk kuvvetlerine başvurmaları gerekiyor. Bu tür dosyalar
önemli ölçüde yoğunluk kazandı. Son zamanlarda haftada birkaç kişi bizi aramak
suretiyle bizden mesajların niteliğini öğrenmek istiyor. Kesinlikle bunlara
itibar edilmemesi gerekiyor. Çünkü icra takibinin fiziki kağıt gönderme
şeklinde olduğunu belirterek bilgilendirme yapmak durumundayız. Bu bakımdan
toplumun hassas duyarlı olması gerekiyor.”
“KİŞİSEL
VERİLERE RIZA DIŞINDA ULAŞMAK BİR SUÇTUR”
“Kişisel verilere rıza dışında ulaşmak bir suçtur”
diyen Delebe, son zamanlarda çeşitli sebeplerle kurumsal firmalardan bütün
bilgi ve verilerin alınabildiğini vurguladı. Bunun engellenebileceğini, kişisel
bilgilerin depolandığı resmi kurumların bunları paylaşmama ile hükümlü olduğunu
kaydeden Delebe, “Paylaşma olursa bunlar hakkında bir şikayetin gerçekleşmesi
halinde gerekli adli ve idari soruşturmalar yapılacak. Mağdur dolandırıldığını
anladığında derhal bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe ile
başvurmalı ve suç duyurusunda bulunmalıdır. Kırsal ise jandarmaya, şehir
merkezine giderek şikayetini dile getirmelidir” ifadesini kullandı.
“YAPTIRIMLARIN
CAYDIRICI OLMASI GEREKİYOR”
Avukat Hikmet Delebe, dolandırıcılara uygulanan
cezaların arttırılması gerektiğini kaydetti.
“Türk Ceza Kanunu 157. ve 158. maddeleri dolandırıcılık
ve nitelikli dolandırıcılık eylemin cezalarını öngörmüş” diyen Delebe, nitelikli
dolandırıcılıkta taban cezanın 3 yıldan başladığını, normal dolandırıcılıkta 157.
maddeye göre 1 yıldan başladığı bilgisini verdi. Delebe, “Bu cezalar son derece
yetersiz. Ceza hukukunu genel sistematiğine uygun olarak konuşmak istiyorum.
Burada nitelikli dolandırıcılıkta ceza bir defa 12 yıldan aşağı olmamalı. 3 yıl
ceza isteniyor kişinin sabıkası yoksa 6’da bir anlamda düşürülüyor sonra da çok
basit bir ceza ile bu savuşturuluyor. Normal dolandırıcılıkta kişi ceza evine
bile girmiyor. 1 yıldan başlayan ceza söz konusu ceza sabıkası temizse, adli
sicil kaydı yoksa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ceza 5 yıl süreyle
erteleniyor ve bu şekilde sanıklar hiçbir cezaiyi müddeiye denk gelmeden
yaptırıma uğramadan suçu işliyorlar yanlarına kar kalmış oluyor. Yaptırımların
caydırıcı olması gerekiyor” diye konuştu.
MUSTAFA
EKİNCİ – FADİME KILDI – ÖZEL HABER/BİHA