İnönü Üniversitesi’nde eğitim felsefesi ve bilim
felsefesi alanında dersler veren Prof. Dr. Kemal Duruhan, ‘tarihin sıfır
noktası’ Göbeklitepe’de üzerinde akrep, akbaba, dağlar ve ambarlar bulunan taşı
yorumladı.
Duruhan’a göre, Göbeklitepe
Ören Yeri’ndeki söz konusu taş sütundaki dağlar arasında 3 ambar bulunuyor.
AMBAR RESİMLERİ NE ANLATIYOR?
Ambar 1:
Üstte: Sekilemiş arazide pirinç ekimi
Altta: Tablalarında büyüyen pirinçler.
Ambar 2:
Sağdan sola çapraz bütün bir pirinç
bitkisi-kökten başağa-
Sol taraftan iki boş kök yuvasından
sağdaki pirinç köküne mızrak benzeri söküm aleti ile hamle.
Ambar 3:
Altta: Pirinç başağı ve yaprağı
Üstte: Yere serilmiş pirinç başakları.
Ambarların
anlatmak istediğini Duruhan, şöyle yorumladı:
“Yayın üst
kısmında yere çömelmiş insanlar var. Bu insanların bir şeyle uğraştığı açık,
yan taraflarında sekili arazi var. Aşağıya doğru baktığımızda tabla diye
nitelendirebileceğimiz oyuklarda bir bitkinin dikilmiş ve yetiştirilmiş halini
görüyoruz. Bu bitki ikinci ambarda tam olarak görülüyor. Bu ikinci ambarda,
sağdan aşağıdan bir kök, sonrasında yukarıya doğru uzanan ve yayın içerisine
doğru giren bitkinin sapı ve ürünleri var. Aşağısında da iki oyuk arasında da
bu bitkini köküne doğru hamletmiş olan ok benzeri bir şey var. Bölgeyi de
düşündüğümüzde bunun açık ve net olarak bir pirinç olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Burada bir pirinç hasadı resmediliyor. Üçüncü ambarda ise sol
tarafta pirinç demeti, sağ tarafında yaprağı, üstte de bu pirincin yere
serilerek kurutulmuş hali var. Buna bir harman yeri de diyebiliriz. Bu ambarın
hikayesi böyle.”
DURUHAN: KARMAŞIK BİR TAŞ
Taşın
bütünü yorumlanmak istendiğinde karmaşık bir taşla karşı karşıya olduklarını
belirten Duruhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu taşta
ikili bir hayat anlatılmış. Sosyal yaşamın maddi tarafları, manevi ve üst yapı
ile ilgili olan tarafları ve hatta bu dünya ve öbür dünya ile ilgili anlatımlar
var. Sosyal yaşamın o zamanki kültüre göre bir gösterimi diyebiliriz.
Alttan
başlandığında en sağda başsız, sağ kolu güç gösterisi ile havaya kalkmış ve
erektil penisiyle bir insanı görüyoruz. Sol tarafından bir kuş var, kurtlar
var, üst ortada da büyükçe bir akrep var. Bu, iktidar arayışındaki insan.
Fetheden anlamında Fettah diyebiliriz buna. Bu tabloda turna resimleri var. Bir
iktidar gösterisi içerisindesin Fettah, yaşaman için bir iktidar sergilemen
lazım. Yalnız bu dünyada tek değilsin. Başka iktidar sergilemek isteyenler de
var. Burada bir hayvan, kurt var. Ön kolunu yukarı kaldırmış, zafer işareti
yapıyor. O dönemde hayvanlarla büyük mücadelede olduğu açıkça görülüyor.
Göbeklitepe’de zaten birçok hayvan figürü var. Bu hem insanların hayvanlarla
yapmış olduğu mücadeleyi hem de Nuh Tufanı’ndan nesillere doğru kalan hayvan
varlıklarını edebiyata ve geliştirilen sanatvari şeylere yansıtması olarak
görebiliriz.”
Prof. Dr.
Duruhan, taşın üzerinde bir de akrep resmedildiğini belirterek, taşı
yorumlamasına şöyle devam etti:
“Bu
akrebin özel bir anlamı var. Taşın üst kısmında oldukça zengin bir tablo var.
Dağlar var, dağlar arasında turnalar var, aşağısında akbabalar var, akbabanın
sağ elinde yuvarlak bir şey var. Bunu güneş diye tanıttılar ama bu güneş değil.
Tüm bunlar ne anlama geliyor? Dağların üstünde de pirinç hasadı var. Bunu
Karacadağ bölgesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Karacadağ pirinci eskiden
de meşhurdu. Belki de orada yabani habitattan yerli habitata dönüştürülmüş, hem
suları var hem iklim uygun. Dağların arasında iklim yetiştiriciliği var,
dağların içerisinde bir yol var… Şimdi bu dağların üstünde iki tane H taşı var.
H harfiyle gösterilen semboller var. Bu semboller de turnalar ile
eşleştirilmiş. Burada turnanın alt tarafı üçgenimsi gösterilmiş. Üstünde Nuh’un
gemisinin yapıldığı Baobab ağacına benzer bir ağaç var. Burada gemi yapılmış,
dikilmiş. Bu H harfi sembolünün içerisinde ağaç resmi var. Aşağısında çapamsı
bir yapı var. Bunun da Nuh’un gemisini tasvir ettiği bizim açımızdan açık.”
“NUH, KARISI VE ÇOCUKLARI”
Taşın orta
bölümünde açıkça yüzü gözleri görünen bir insan başı bulunduğu bilgisini veren Duruhan,
bu insanı takip eden 5 insan bulunduğunun görüldüğünü söyledi. Bu kişilerin
yüzünde gülümseme gördüklerini belirten Duruhan, bunu ilk kez kendilerinin
ortaya koyduğunu ileri sürdü.
“Buna ben
Nuh, karısı ve çocukları diyorum” diyen Duruhan, şu değerlendirmede bulundu:
“Öbür
alemden Fettah’ı izliyorlar. Fettah saygın bir kişi olmak için bu dünyada hem
güç gösterisi yapmak durumunda hem de nesillerini devam ettirmek durumunda.
Ancak bunlar yetmiyor, başkaca varlıklarla mücadele etmek durumunda… Fettah
ölümlü ama mutlu da, yüz ifadesinde tedirginlikle gülümseme arasında bir ifade
var.”
“AÇIK VE NET OLARAK GÖRÜLÜYOR”
Taştaki
insanlardan birinin yaşlı olduğu ve ölümü beklediğinin görüldüğünü belirten
Duruhan, bu kişinin yanında da ona öpücük kondurmak ister gibi duran bir kadın
bulunduğunu kaydetti.
Prof. Dr.
Duruhan, taş sütundaki akrebe de değinerek akbabanın gövdesi içinde çizilmiş
bir akrebin varlığına dikkati çekti. Duruhan, “Akrep bir çöl hayvanı, akbaba
çöldeki leşlerle geçinen bir hayvan. Akrep, Göbeklitepe’nin sonunu da gösteren
sıcak iklim vurgusu yapıyor. Sıcak burada akrep ile karakterize edilmiş.
Göbeklitepe’nin de sonunu bölgedeki olan ve belki çeyrek asır süren iklim
değişiklikleri, çöl sıcakları, kum fırtınaları getirmiş. Burasının, insanlar
giderken üzerinin kapatılması gibi bir şeyle uğraşmaz. Öne sürülen savların
sosyolojik verilerle desteklenmesi lazım” ifadelerini kullandı.
Duruhan,
taşla ilgili şunları söyledi:
“Bu taşta
bir insanın dünyadaki sosyal yaşamı, sosyal yaşamın maddi ve manevi göstergeleri,
inanç göstergeleri, Nuh Tufanı sonrası Nuh ailesi tarafından getirilen din ve
örf üzerine bir yaşam olduğu, inanç benimsendiği açık ve net olarak görülüyor.
Burada hem yaşamak için iktidar ve güç gösterisi yapması gerekiyor hem de
kutsal olanlara inanması gerekiyor. Çünkü ölümlü bir varlık, öldükten sonra da
bir öbür dünyası var. Öbür dünyada da sevdiklerine kavuşma ihtimali var. Bu
sütunda bu anlatılmış”.
BİHA