Şanlıurfa'daki eğitim sendikaları, eğitimcilerin
taleplerini karşılamayan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerin meslek
haklarına ve itibarlarına tehdit oluşturduğunu belirterek, kanuna karşı sessiz
kalmayacaklarını bildirdi.
Şanlıurfa’daki eğitimle ilgili 13 sendika, İl Milli
Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Çok sayıda sendika üyesinin katıldığı açıklamayı grup
adına Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Şanlıurfa Şube Başkanı Sedat
Kayaokay yaptı.
Kayaokay, eğitim çalışanları ve kamuoyundan gelen
tepkilere rağmen, “mesleğe hakaret niteliğindeki” Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan
geri adım atılmaması üzerine 13 eğitim sendikasının harekete geçtiğini
belirterek, şunları kaydetti:
“Mesleki haklarımıza ve itibarımıza büyük bir tehdit
unsuru olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı harekete geçiyoruz. Hepinizin
bildiği gibi teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara
bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu
olarak ayrıştırılmış olan bizi yeni sıfatlarla bir kez daha ayrıştıracak olan,
okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini
de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim çalışanları açısından değil, tüm
eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir. Bizler birer öğretmen
sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının
kronikleşen sorunlarına karşı sesimizi yükseltiyor, irade gösteriyoruz.”
Talepler arasında atılması gereken en acil adımın 19
Kasım’da yapılacak olan kariyer sınavının iptal edilmesi olduğunu ifade eden Kayaokay,
diğer taleplerini şöyle devam ettirdi:
“Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim
sendikaları ile tüm eğitim çalışanlarının görüşlerinin de yansıyacağı şekilde
yeniden düzenlenmelidir. Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim çalışanlarının alım
gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler
alarak çalışmak bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen,
faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı
şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk
sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1.
dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca
eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına
bir maaş tutarında ödenmelidir. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim
çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı
ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine
son verilmelidir. Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri
adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Mülakatın
olduğu yerde liyakat olmaz. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli,
her kadro, her koltuk hak edilerek alınmalıdır. Eğitim Anayasal bir hak iken ve
bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal
devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları
devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır”.
BİHA