Urfa Ulu Camii’nin, Urfa Piskoposu Aziz Rabbula tarafından
eski bir sinagogun üzerine miladi 435 yılında inşa edilen, kırmızı mermer sütunlarının çok olması
nedeniyle "Kızıl Kilise" olarak da adlandırılan Aziz Stefanos
Kilisesi’nin yerine inşa edildiği biliniyor.
Urfa Ulu Camii’nin inşa edildiği yerle ilgili tartışmalar bulunuyor.
Caminin, kilisenin avlusuna mı yoksa esas mekânı üzerine mi inşa edildiği konusuna açıklık getirmek için 1979 yılında Müze Müdürü Osman Öçmen başkanlığında sanat tarihçisi Cihat Kürkçüoğlu’nun da katıldığı araştırma kazısı yapıldı.
Sanat Tarihçi Müze Asistanı olarak o dönem kazılara katılan Kürkçüoğlu, sosyal medya hesabından o araştırmanın sonuçlarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Camiin güney duvarı ortaları altında bir kemer izinden hareketle yapılan bu kazıda, kuzeye doğru uzayan ve kiliseye ait olduğu anlaşılan 6-7 metre uzunluğunda bir koridor ortaya çıkarıldı. Sonradan örüldüğü anlaşılan bir duvarla kesilen bu koridorun devam ettiği, sağa ve sola ayrılarak kilisenin mahzenine ve katakompuna (yeraltı mezar odalarına) açıldığı tahmin edildi. Buna göre, camiin kilisenin esas mekânı üzerine inşa edilmiş olacağı fikri ağırlık kazandı.
1915 yılında Urfa’daki Ermeni isyanında isyancılar daha fazla silah alabilmek için Ulu Camii’nin bodrumunda bulunan değerli halıları gizlice alıp Halep’te satmışlar ve bu parayla da ağır silahlar satın almışlardır. (Kaynak: Halil Özşavlı., URFA ERMENİLERİ/Sosyal, Kültürel ve Siyasi Hayat, Gazi Kitabevi, Akara, 2013, sayfa 85.)
Bu bilgiden Aziz Stefanos Kilisesi’nin mahzeninin (bodrum) 1915 yılında caminin deposu olarak kullanıldığı, ancak burasının sonradan kapatıldığı anlaşılmakta, bu deponun girişinin ise nereden olduğu maalesef bilinmemektedir.
Ayrıca 1979 yılında caminin batı duvarı ortalarında görülen, bugün kaldırım altında kalan girişi kapatılmış kemerden de caminin altına inildiği anlaşılmaktadır.”
Cihat Kürkçüoğlu, söz konusu kalıntıların turizme kazandırılmasının önemli olduğunu belirterek, “Kızıl Kilise mahzen ve katakompu Urfa Ulu Camii’nin altında. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cami iç mekânında ve avlusunda jeoradar taraması yaptırılarak Kızıl Kilise’nin mahzen/katakomp kalıntılarının tespit edilmesi ve buna göre camide arkeolojik kazıların yapılarak kalıntıların açığa çıkarılması Urfa turizmine önemli katkılar sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
CİHAT KÜRKÇÜOĞLU KİMDİR?
İlk ve ortaöğrenimini Şanlıurfa'da tamamladı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünden "Urfa,
Cami, Müze ve Evlerindeki Ahşap Süslemeli Eserler" konulu lisans tezi ile
mezun oldu (1973).
"Şanlıurfa Camilerinin Tarihi ve Mimari Özellikleri Özerine Bir
Araştırma" tezi ile yüksek lisansını tamamladı.
1998 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi
Anabilim Dalında doktora eğitimini tamamlayarak "Şanlıurfa İslam
Mimarisinde Taş Süsleme" konulu tezi ile mezun oldu.
Turizm Bakanlığında memurluk (1973–79), Urfa Müzesi Müdürlüğü (1979-85),
Urfa Güzel Sanatlar Müdürlüğü (1985–87),Dicle Üniversitesinde öğretim
görevliliği (1987–92) yaptı.
Çalışmalarını 1992 yılından itibaren Harran Üniversitesinde öğretim görevlisi
olarak sürdürdü.
1999'da yardımcı doçent kadrosuna atandı.
Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölüm Başkanlığını yürüttü. ŞURKAV (yönetim kurulu),
ÇEKÜL (yönetim kurulu), Harran Üniversitesi Vakfı (HÜGEV), Türkiye Yazarlar
Birliği üyesidir.
İlk yazısı 1979 yılında Harran Kültür ve Folklor dergisinde çıktı. Diğer
yazıları Harran, Türkiyemiz (Akbank), İş Bankası Kültür Sanat, Edessa, Vakıflar
Dergisi, lmage of Turkey dergilerinde yayımlandı.
Urfa'nın eski görünümlerini konu alan yaklaşık 700 adetlik siyah-beyaz fotoğraf
koleksiyonu ve son otuz yılın Urfa'sını konu alan kendi çektiği 20.000 adetlik
fotoğraf arşivi bulunmaktadır.
Araştırmaları nedeniyle 1992 yılında Şanlıurfa Kültür Sanat Eğitim ve Araştırma
Vakfı (ŞURKAV) Kültür Sanat ödülüne layık görüldü.
BİHA