Avrupa Birliği (AB) Uyum Komisyonu Başkanı AK Parti
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde
(TBMM) Türkiye-AB ilişkileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Gülpınar, Türkiye-AB ilişkilerinin önce ortak üye
sonra aday ülke statüsüyle 63 yıldır çıkışlı bir seyir takip ettiğini kaydetti.
Türkiye’yi içine almayan AB’nin üye bakımından
1963’ten beri 7 misli genişleyip 27 üyeli bir yapıya dönüştüğünü ifade eden
Gülpınar, AB’nin son dönemdeki yeni üyelerinin çoğunun ekonomik ve siyasi
seviyesinin Türkiye’nin gerisinde olduğunu belirtti.
GÜLPINAR: BARIŞ MASASINDA OTURTABİLEN TEK AKTÖR
Gülpınar, Türkiye-AB
ilişkilerinin Rusya ve Ukrayna arasında hala devam eden savaşın başlamasıyla
yerini farklı bir çehreye bıraktığını belirterek şunları kaydetti:
“Türkiye’nin bu savaşta sayın Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve sayın bakanımızın olağan üstü çaba ve
gayretleriyle yürüttüğü bir taraftan Cumhur ittifakının desteğiyle bir taraftan
barışı önceleyen, diğer taraftan Türkiye’nin çıkarlarını gözleten politikası
Avrupa Birliği’nin de ezberlerini bozmuştur. Nitekim Türkiye BM'nin kararına
dayanmadığı için Rusya'ya yönelik AB yaptırımlarına katılmadığı halde parlamenter
diplomaside dahil Avrupa platformlarında Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar dışında
ciddi bir eleştiriye maruz kalmamaktadır. Aksine Türkiye her iki tarafla da
konuşabilmesi nedeniyle kolaylaştırıcı arabulucu sayesinde savaşan tarafları
barış masasında oturtabilen tek aktör olması tahıl sevkiyatı krizindeki çözümü
eşsiz katkısı savaş esirlerinin karşılıklı değişimi mümkün kılan müdahalesi,
benzersiz rolünün çoğu Avrupa Birliği çevreleri tarafından takdir gördüğüne,
bir kısım Avrupa Birliği çevrelerine ise kıskançlık ve hasetliklere neden
olduğunu şahit oluyoruz. Ancak bundan da önemlisi Avrupa'nın geleceği
konferansında dışlanan Türkiye'nin 6 Ekim 2022'de Çekya'nın başkenti Prag'da
yapılan ve bütün Avrupa çapında ortak sınamaların ele alınabileceği bir
işbirliği ve diyalog platformu olarak işlev görebilecek olan Avrupa Siyasi
toplantısına davet edilmesi ve sayın Cumhurbaşkanımızın da katılarak, üye
yapmaları ve böylece Avrupa Birliği'nin sadece ekonomik değil aynı zamanda
siyasi ve askeri anlamda gerçek bir küresel güç olmasının önünü açması
bekliyoruz. “
BİHA