Urfa’da yeni kurulan laboratuvar sayesinde artık tüberküloz
numuneleri burada çalışılacak. Tüberküloz teşhisi için gerekli olan Yayma ve
PCR test sonuçları 24 saat içerisinde raporlanacak.
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji ve
Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Hakan Özturhan, tüberkülozun (verem) insanlık
tarihinin en eski ve en bulaşıcı hastalıklarından biri olmasına rağmen hala tüm
dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini koruduğunu söyledi.
ÖZTURHAN:
DÜNYADA TÜBERKÜLOZ İLK ON ÖLÜM SEBEBİ ARASINDA YER ALIYOR
Tüberkülozun solunum yolu ile bulaşan, en sık akciğerleri
tutan bir hastalık olduğunu kaydeden Özturhan, tüm dünyada tüberkülozun ilk on
ölüm sebebi arasında yer almakta olduğunu belirtti.
Özturhan, “Tüberküloz Laboratuvarları, hastalığın
kontrolünün temel bileşenlerinin sağlanmasında kritik öneme sahiptir.
Bulaştırıcılığı yüksek hastaların hızlı tespiti ve ilaç direnç durumunun
belirlenmesi, enfeksiyon zincirinin kırılması, tedavinin ve koruyucu
faaliyetlerin (tarama vb.) başlatılmasına olanak sağlamaktadır. Tüberkülozun
kesin tanısı alınan hasta numunesinde bakteri aranmasıyla yapılır. Hasta örneği
öncelikle yayma ile incelenmeli ardından kültür işlemine alınmalıdır.
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde
kurulumu tamamlanan Biyogüvenlik Düzeyi-3 Tüberküloz Laboratuvarı Şanlıurfa ili
ve ilçelerindeki tüm Kamu Hastaneleri ile Verem Savaş Dispanserlerine hizmet
vermek üzere yapılandırılmıştır. Tüberküloz şüpheli hastalardan alınan örnekler
ilgili kurumlardan laboratuvarımıza transfer edilmektedir. Laboratuvarımızda
yayma, Tüberküloz Kültürü, Tür ayrımı, İlaç duyarlılık testleri ve PCR işlemlerinin
gerçekleştirilebilmesi için gerekli tüm olanaklar mevcuttur” ifadelerini
kullandı.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin
sağlıkla ilgili hedeflerinden birinin 2030 yılına kadar tüberküloz epidemisini
sona erdirmek olduğunu vurgulayan Özturhan, laboratuvarın kurulmasında emeği
geçenlere teşekkür ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hastaların tedavisini düzenli olarak sürdürmek ve tamamlanmasını sağlamak amacıyla 2006 yılından beri DSÖ’nün önerdiği Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulanmaktadır. DGT hastanın ilaçlarını doğru ve tam olarak içtiğinden emin olabilmek için her doz ilacın bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirilmesidir. Ülkemizde tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarında ücretsizdir. Tüberküloz ve dirençli Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek vatandaşlarımıza ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalarımıza ulaştırılmaktadır.”
BİHA