Memur
Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ve Eğitimciler Birliği Sendikası ( Eğitim-Bir-Sen) Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim
Coşkun, 2022-2023 eğitim-öğretim yılının birinci döneminin, kamu görevlilerinin
uzun yıllardır devam eden bazı taleplerinin karşılık bulduğu, ancak çalışma
şartları başta olmak üzere, kronik sorunlara getirilebilecek maliyetsiz
çözümlerin ıskalandığı bir zaman dilimi olduğunu kayedetti.
2022-2023
eğitim-öğretim yılının birinci dönemini değerlendirdiği açıklamasında, şu
ifadelere yer verdi:
“Ek
gösterge artışının sağlanması, öğretmenlerin 3600 ek göstergeye kavuşması,
kariyer basamaklarının yeniden hayat geçirilerek 422 bin 368 öğretmenin uzman
öğretmen, 66 bin 422 öğretmenin başöğretmen olması, sözleşmeli personelin
kadroya geçirilmesini sağlayacak kanun teklifinin Meclis’e sevk edilmesi, aday
öğretmenliğin yeniden tasarlanması, kariyer basamak unvanlarına getirilen ilave
tazminat oranlarındaki artış gibi olumlu adımlar atılmıştır. Ancak, halen çözüm
bekleyen ve gerekli irade ortaya konulursa kısa vadede çözülebilecek birçok
sorun da varlığını sürdürmektedir.
Öğretmen
atamalarında mülakatın kaldırılmaması, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde
görev yapan eğitimcilere ilave teşviklerin verilmemesi, birim ek ders ücreti
miktarının düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde özlük haklarını ve
yetkileri geliştiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin halen hayata
geçirilememesi, eğitimin rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenleri şiddete
karşı koruyacak bir düzenlemenin çıkarılamaması, öğretmenlerin yer değişikliği
taleplerinin karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, görevde yükselme ve
unvan değişikliği sınavlarının gerçekleştirilmemesi gibi sorunlara bir an evvel
çözüm bulunmalıdır.”
Eğitimcilerin
beklentilerinin, meslek kanunundaki eksikliklerin ve aksayan yönlerin
tamamlanması gerektiğini belirten Coşkun, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“7354
sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir
kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olmuş, ancak beklentileri
tam olarak karşılayamamıştır. Kanun, mevcut hâliyle bir milyonu aşkın
öğretmenin hak, yetki, görev ve sorumlulukları noktasında bir meslek kanununda
olması gerekenleri kapsamamakta, ilave düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır.
Meslek kanunu, öğretmenliği bütün boyutlarıyla ele almalı, her açıdan
yapılandırmalıdır.
Sözleşmeli
personelin kadroya geçirilmesiyle ilgili Meclis’e sevk edilen kanun teklifi,
yer değişikliği hakkını kısıtlamakta, bu durum da mevcut hakkın ihlalini
beraberinde getirmektedir. Kadroya geçirilen sözleşmeli personel, kadrolu
memurun sahip olduğu her haktan yararlanmalı, özellikle mazerete dayalı yer
değişikliği konusunda farklı bir uygulamaya tabi tutulmamalıdır.”
“ÖĞRETMEN AÇIĞI KADROLU ÖĞRETMEN
ATAMASIYLA GİDERİLMELİDİR”
“Eğitim
çalışanlarının haklı taleplerine, geçerli mazeretlerine duyarsız kalınarak
ortaya konulan politikalar, eğitimcilerin moralini ve motivasyonunu bozmaktadır”
diyen Coşkun, şunları kaydetti:
“ Kadrolu
öğretmen ataması, Millî Eğitim Bakanlığı’nın temel öğretmen istihdam politikası
hâline getirilmelidir. Eğitimde fırsat
eşitliği vurgusu yapılan bir sistemde, öğretmen açığını kapatmaya yönelik
nitelikli politikalar geliştirilerek uygulanmalıdır.
Kamu
personeli sisteminde, ülkesine ve milletine hizmet eden diğer unvanlardaki kamu
görevlilerinin de ek gösterge beklentilerini karşılayacak, ek gösterge kaynaklı
mağduriyetleri giderecek, çalışma barışını ve iş huzurunu sağlayacak şekilde bütün
kamu görevlilerini kapsayacak bir ek gösterge çalışması yapılmalıdır. Bütün
kamu görevlilerinin birinci dereceye ilerleyebilmeleri sağlanmalı, birinci
derecede bulunan bütün kamu görevlilerinin ek göstergeleri 3600 olmalıdır.”
“ŞİDDETİ ÖNLEYECEK CAYDIRICI
TEDBİRLER ALINMALIDIR”
İbrahim
Coşkun, eğitim çalışanlarının sık sık şiddete uğradığını ifade ederek,
açıklamasına şöyle devam etti:
“Eğitim-öğretim
hizmeti sunumu esnasında veya bu hizmetten kaynaklanan nedenlerle eğitim
çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilerin
cezalandırılması; eğitim kurumlarında görev yapanlara karşı görevleri sırasında
veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni
varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar
sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda
personelin talebi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nın hukuki yardımda bulunması
noktasında düzenleme yapılmalıdır.
Eğitim
kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin
profesyonel bir meslek olarak ele alınması, ‘ikincil görev’ ve ‘görevlendirme’
kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği hâline
getirilmesiyle mümkündür. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul
lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından
kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetki bakımından güçlendirilerek
eğitim-öğretimle ilgili görev ve sorumlulukları öne çıkarılmalıdır.
İstihdamda
güçlük çekilen yerlerde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü
esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sisteminin
kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. Meclis’te kanunlaşması
beklenen sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi düzenlemesi sonrası kadroya
geçirilecek sözleşmeli öğretmenlere de 2023 yılı yarıyıl tatili aile birliği,
sağlık, can güvenliği mazeretlerine veya engellilik durumuna bağlı il içi ve
iller arası yer değişikliği hakkı tanınmalıdır.
Genel
idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve
diğer hizmet sınıflarında bulunan, eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan en etkin
şekilde yürütülmesi için emek sarf eden, daha iyi bir eğitim için ter döken
memur ve hizmetlilerin özlük hakları iyileştirilmelidir. Hazırlık ödeneği,
Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm
hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.
Memur ve
hizmetliler başta olmak üzere, genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler
sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim
çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini
sağlayan en önemli araçlardan biri olan görevde yükselme ve unvan değişikliği
sınavları konusunda somut adım atılmalı, sınav ve atama takvimi, bakanlık
çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir.
Diplomaya
yönelik alan değişikliği konusunda herhangi bir olumlu veya olumsuz açıklama
yapılmaması, diplomaya yönelik alan değişikliği bekleyen öğretmenleri huzursuz
etmektedir. Kurum İdari Kurulu başta olmak üzere, birçok platformda dile
getirdiğimiz, kalıcı bir usul ve esasa bağlanmasını istediğimiz alan
değişikliği konusunda somut adım atılmalı; alan değişikliği 2022-2023
eğitim-öğretim yılı ikinci yarıyılı başlamadan evvel sonuçlandırılmalıdır”.
BİHA