ŞANLIURFA –8 Mart Dünya Kadınlar Günü
nedeniyle Şanlıurfa İl Kadın Platformu öncülüğünde Rabia Meydanında düzenlenen
basın açıklamasına; Eğitim Sen Şanlıurfa Şubesi Eşbaşkanı Özlem Ulutaş Şengül, Şanlıurfa İl Kadın Platformu üyeleri ve çok
sayıda kadın katıldı. Grup adına açıklamayı Şengül okudu.
Şengül tarafından okunan açıklama metninde şu ifadeler yer aldı:
“Bu
yıl, Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 8 Mart’a,
etkilerinin hala sürdüğü ve uzun yıllar da sürmeye devam edeceği bu depremin ağırlığıyla,
ataerkil kapitalist ülke düzeninin hayatlarımıza her anlamda kast ettiği,
yaşamlarımızın iktidar ve sermaye nezdinde hiçbir şey ifade etmediği bilinci ve
öfkesiyle giriyoruz!
Milyonlarca
insanda derin acılar bırakan Maraş depreminin etkileri, savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar
üzerinde daha ağır yaşanıyor. Büyük bir felakete ve insanlık dramına sebep olan
iktidar ve kurumları ise kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını
hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor.
Diyanet
İşleri Başkanlığı depremzede çocukların evlat edinenle evlenme engeli
bulunmadığına dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar verirken, Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz
kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve
cemaatlere teslim etmekten utanmıyor.
Türkiye
Dünya'da kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın yoksulluğunun en fazla
ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken deprem ile birlikte
bu daha da derinleşerek devam edecek. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen
eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de
birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında
güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç önümüze daha
fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma
sorumluluğunu bizlere yüklüyor.
Savaşın,
yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafaza politikaların sonucu neredeyse
her gün bir kadının katledildiği, LGBTİ bireylerin her türlü şiddete maruz
bırakıldığı, haklarını savunanların
cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek
ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gasp
edildiği, kadını sadece aile ile
tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici- ataerkil politikaların
dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız
bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AK Parti-MHP iktidar bloğuna karşı
kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz”.
BİHA