ŞANLIURFA –Şanlıurfa Tabip Odasınca,"6331
Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası Kamusal Anlayışla Değiştirilmelidir!"
konulu basın açıklaması yapıldı.
Şanlıurfa Tabip Odası’nın toplantısı salonunda düzenlenen basın açıklamasına; Şanlıurfa Tabip Odası, KESK ve TMMOB bileşenleri katıldı. Basın açıklaması, Şanlıurfa Tabip Odası Delegesi ve Türk Tabipleri Birliği İş Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Yürütme Üyesi Dr. Ferhat Demir tarafından okundu.
Demir’in okuduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“30 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan 6331 sayılı Yasa’nın hükümlerinin yayım tarihini izleyen 6 ay ila 2 yıl içinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştü. Aradan geçen on yıla rağmen, 6331 sayılı yasa ve uygulamaları henüz oturmamıştır. Sürekli değişiklikler ve ertelemeler yapılmaktadır.
6331’de yapılan değişikliklerin yasanın uygulamasını geciktirme, etkisini azaltma gibi olumsuz etkilerinin yanında bir diğer boyutu da yasa yapma tekniği ile ilgilidir. Bu kadar kısa sürede çalışma hayatı ile ilgili temel bir yasada çok sayıda değişiklik yapılması “yasama kalitesi” ilkesiyle bir diğer ifadeyle, öngörülebilirlik, izlenebilirlik ve şeffaflık ilkeleriyle de çelişmektedir.
6331 Sayılı Yasa ile piyasalaştırılan işçi sağlığı hizmetleri ortamında işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları OSGB’lerde kiralık işçi konumuna geldiler ve özlük hakları, mesleki bağımsızlıkları ortadan kaldırıldı.
OSGB çalışanlarının çalışma koşulları, aşırı iş yükü, özlük hakları, ücretlerinin yetersizliği, iş güvencelerinin olmayışı, tam ödenmeyen maaşları ve SGK primleri başta olmak üzere önemli sorunları bulunmaktadır. Tam ödenmeyen SGK primleri ve elden ödeme yöntemleri ile OSGB’ler aynı zamanda vergi kaçırarak kamuya da zarar vermektedirler.
6331 sayılı Yasa, işyeri hekimlerinin, iş güvenliği uzmanlarının meslek örgütleriyle bağlarını keserek sermayenin karşısında yalnız bırakmaya çalışmış, bağımsız mesleki faaliyetlerini yürütecek zemini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları taşeron işçisinden öteye kiralık işçi tanımlamasını yapacağımız bir çalışma ilişkisi içerisinde birkaç patronlu bir çalışma yürütmektedirler. OSGB çalışanlarının bugün gündemleri; çalışma koşulları, özlük hakları, ücretlerinin yetersizliği, iş güvenceleri vb. konulardır.
OSGB’ler, neo-liberal politikaların işçi
sağlığı alanındaki temel uygulama biçimidir. Hizmet satın alma modeliyle, işçi
sağlığı hizmetlerini üretim alanlarının dışına taşımıştır. OSGB’ler,
oluşturdukları piyasa üzerinden, emek sömürüsünün yoğunlaştırılmasının da,
aracı haline getirilmiştir
Onuncu yılına gelindiğinde bu yasanın, kamu
yararına olmadığı, işçinin sağlığını ve güvenliğini sağlayamadığı artık bütün
yönleriyle ortaya çıkmıştır. 6331 sayılı Yasa’dan vazgeçilmeli, İşçi sağlığı
alanını taşeronlaştırarak piyasaya açan OSGB’ler kapatılmalıdır!
İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer sağlık çalışanlarının özlük hakları, ücretleri, iş güvenceleri kamu tarafından güvence ve koruma altına alınmalıdır, sendikalaşmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
6331 sayılı yasa, yürürlükten kaldırılmalı, emek ve meslek örgütleriyle, üniversitelerle birlikte, işçilerin sağlığını ve güvenliğini merkeze koyan, mesleki sağlık etkileşimlerini araştırarak, gerçekten meslek hastalıklarını görünür kılan, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıklarını ve iş güvencelerini koruyan kamusal bir zihniyetle yeniden düzenlenmelidir. İşçilerin sağlığı ve güvenliği kamusal bir sorumluktur".
BİHA