Said-i Nursi’nin kayıp naaşının bulunması davası AİHM’e taşındı
Bediüzzaman Said-i Nursi’nin kayıp mezarının bulunması için açmış olduğu davalardan sonuç elde edemeyen Şanlıurfa Barosu, son olarak davayı reddeden istinaf mahkemesinin kararını AİHM’e taşıdı....
Şanlıurfa Barosu, 23 Mart 1960 yılında Şanlıurfa'da
vefat eden Bediüzzaman Said-i Nursi'nin mezarı 27 Mayıs darbecileri tarafından
bir gece ansızın Urfa'dan kaçırılmasına ilişkin Şanlıurfa 1. İdare
Mahkemesine dava açtı. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesi 7 Temmuz 2019 tarihinde
vermiş olduğu kararda baronun dava konusu işlemin iptali maksadıyla dava açma
bakımından işlem ile arasında menfaat bağının bulunmadığı; davayı açmaya ehil
olmadığından bahisle davayı ehliyet yönünden usulden reddetmişti. Sonraki
istinaf sürecinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi de
baronun başvurusunu reddetmişti.
Şanlıurfa Barosu’nun sosyal medya hesaplarında yapılan
yazılı basın açıklamasında, söz konusu kayıp mezarın bulunmasına ilişkin
davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığı belirtildi.
Şanlıurfa Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada şu
ifadelere yer verildi:
“Bilindiği üzere, Urfa Barosu olarak merhum Said-i
Nursi'nin kayıp naaşının yeri ile ilgili Şanlıurfa Valiliğinden, arşiv
kayıtlarının tetkik edilerek bilgi ve belgelerin bulunması halinde tarafımıza
verilmesi, valilik kayıtlarında olayla ilgili bilgi ve belge bulunmaması
halinde; valilikten Genelkurmay Ankara Seferberlik Belge Başkanlığına ve Milli
istihbarat Teşkilatı kayıtlarında merhum Said-i Nursi'nin kayıp naaşı ile ilgili
bilgi ve belge bulunmamasının mümkün olmadığı hususu açık olduğundan ve böyle
ağır bir insanlık suçunun olamayacağından bahisle de, bahsi geçen kurumlara
müzekkere yazılarak kayıp naaş ile ilgili bilgi ve belgelerin tarafımıza
verilmek üzere istenilmesi talebinde bulunulmuştur.
Şanlurfa Valiliğinin 18/04/2019 tarihli cevabında
valilik arşivinde konu ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı
belirtilerek, anılan kurumlara da 3071 sayılı Dilekçe Kanunu ve ilgili mevzuat
kapsamında tarafımızca başvuru yapılabileceği ifade edilmiştir.
Şanlıurfa Valiliği tarafından bu konuda araştırma
yapılmayarak talebimizin reddedilmesinden dolayı, tarafımızca Şanlıurfa
Valiliği aleyhine Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 2019/756 E. numarasıyla
18/06/2019 tarihinde idari işlemin iptali davası açılmıştır.
Şanlıurfa 1. idare Mahkemesi 05/07/2019 tarihinde
vermiş olduğu kararda baromuzun dava konusu işlemin iptali maksadıyla dava açma
bakımından işlem ile arasında menfaat bağının bulunmadığı iş bu davayı açmaya ehil
olmadığından bahisle davayı ehliyet yönünden usulden reddetmiştir.
Red kararı üzerine Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari
Dava Dairesi, yapmış olduğumuz istinaf sonrasında 15/09/2020 tarih ve 2019/5476
Esas, 2020/1555 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurumuzun kabulü ile
Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin yukarıda belirtilen red kararını "Kamu
Kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan baroların aynı zamanda insan
haklarının savunucusu olduğu ve kişi ya da kişilere karşı işlendiği iddia
edilen suçların araştırılması hususunda başvuru yapma hakkının bulunduğu göz
önüne alındığında; Said-i Nursi'nin naaşının kaçırıldığı iddiasıyla kayıp
naaşın yeri ile ilgili olarak yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali
istemiyle açılan davada ehliyetli olduğu anlaşıldığından istinafa konu idare
mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı" gerekçesiyle kesin olarak
oybirliğiyle kaldırmıştır.
İstinaf Mahkemesinin vermiş olduğu karar sonrasında
Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinde 2020/1391 esas numarasıyla yeniden görülen
davada davanın esastan reddine karar verilmiştir. Esastan red kararı üzerine
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi yapmış olduğumuz istinaf sonrasında
15/09/2020 tarih ve 2019/5476 Esas, 2020/1555 Karar sayılı kararı ile istinaf
başvurumuzun bu kez gerekçesiz bir şekilde reddine kesin olarak karar
vermiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinde
güvence altına alınan ifade özürlüğünün (başvuruya konu kayıp naaş ile ilgili
bilgi ve belgelere ulaşılamaması suretiyle) ve aynı sözleşmenin 6. Maddesinde
adil yargılanma hakkının (gerekçeli karar hakkı kapsamında) ihlal edildiği
gerekçesiyle, Baromuzca bahse konu İstinaf Mahkemesi kararı 26/09/2022
tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmıştır.”
BİHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.