Şanlıurfalı Halil Dusak, çocukluğundan beri sanatla hemhal olan bir sosyolog. Tiyatro, film ve fotoğraflara ilgisi bulunan Dusak, yaklaşık 10 yıldır da sinema ve kavramsal sanat üzerine eserler üretiyor. Toplumsal sorunları kavramsal sanat ile aktarmayı hedefleyen Dusak, başta iklim krizi, açlık, küresel ısınma, susuzluk ve bunların sonrasında oluşan göçe dikkat çekmek için fotoğraflardan oluşan kolajlar yapıyor.

Bizim Haber Ajansı’nın görüştüğü Halil Dusak, toplumların yaşadığı sorunlara karşı duyarsız kalamadığını belirterek, ürettiği sanatsal çalışmalarla farkındalık oluşturmak istediğini kaydetti. Dusak, “Yaptığım sanatsal çalışmalarla küresel düzeyde dünyanın dört bir yanında insanlığın yaşadığı acılara karşı empati duyusunun gelişmesine katkı sunmak istiyorum” dedi.

DUSAK: BENİM İÇİN DE SANAT BİR NEVİ DUA

Çocukluktan beri sanatla iç içe olduğu bilgisini veren Dusak, kendisini şöyle anlattı:

“Yaklaşık on yıldır da kısa film ve belgesel ile uğraşıyorum. Ayrıca sanat konusunda toplumda farkındalık yaratmak için okullarda ve gençlik merkezlerinde çocuklara ve gençlere yönelik filmlerin sosyolojik analizlerini yapıyorum. Ayrıca Türkiye’deki birçok kütür sanat dergilerinde film analiz yazıları yazdım. Rus yönetmenin dediği gibi  ‘Sanat bir yakarma, bir dua biçimidir ve insan yalnızca duasıyla yaşar.’ Benim için de sanat bir nevi dua.”

“TOPLUMLARIN YAŞADIKLARI OLGULARA KARŞI DUYARSIZ KALAMIYORUM”

Sosyolog Dusak, toplum yararına sanatla uğraştığını ve toplumsal konularda farkındalık yaratmak için eserler ortaya çıkardığını belirterek, şunları söyledi:

“İklim krizine, açlığa, küresel ısınmaya, susuzluğa ve bunların sonrasında oluşan göçe dikkat çekmek için fotoğraflardan oluşan kolajlar yapıyorum. Hızla bireyselleşmeye doğru gittiğimiz bu çağda lüks ve tüketim çılgınlığı yüzünden kardeşlerimizin acılarını unutur olduk. Yaptığım sanatsal çalışmalarla küresel düzeyde dünyanın dört bir yanında insanlığın yaşadığı acılara karşı empati duyusunu gelişmesine katkı sunmak istiyorum. Hugo'nun dediği gibi  ‘Vicdan insanın içindeki Tanrıdır.’  Bir sosyolog olarak toplumların yaşadıkları olgulara karşı duyarsız kalamıyorum”.

MUSTAFA EKİNCİ- ÖZEL HABER/ BİHA