
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "40 yıllık beladan kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün terörsüz Türkiye hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü, daha kararlı, daha avantajlı bir konumdayız. 40 yıldır milletimizin kanını, canını ve kaynaklarını sömüren bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız" dedi....
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik Personeli ve Güvenlik Korucuları ile iftar yaptı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliye'mize, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz. Sizlerin vasıtasıyla Türkiye'nin dört bir yanında fedakarca görev yapan, ülkemizin güvenliği için çoğu zaman canlarını ortaya koyarak çalışan tüm polislerimize, askerlerimize, jandarmalarımıza, bekçilerimize, güvenlik korucularımıza şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Büyük dava ve fikir adamı Üstat Necip Fazıl'a göre iftarda ilahi visalden bir koku vardır. Davetimize icabet edip iftar soframızı teşrif eden, ilahi visalin kokusunu beraberce içimize çektiğimiz her bir misafirimize teşekkür ediyorum" açıklamasını yaptı.
"Bu mübarek günlerin bölgemizde ve dünyada barışa, huzura, dayanışma ve kardeşliğe kapı aralamasını, karşımızdaki engellerin tek tek ortadan kaldırılmasına vesile olmasını diliyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malazgirt önlerindeki ilk akınlardan İstanbul'un fethine, Milli Mücadelenin en çetin günlerinden 15 Temmuz ihanetinin püskürtülmesine kadar, istiklal ve istikbalimiz uğruna can veren, al kanlarıyla kara toprağı sulayan tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, tazimle yâd ediyorum. Mukaddes kitabımız ve hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim bizlere şehitlerin ölmediğini, yaşadıklarını, bizim bunu hissedemeyeceğimizi, Allah katında onların rızıklandırıldıklarını bildiriyor. Biz de bu ilahi müjdeye inanıyor, tüm kalbimizle iman ediyoruz. Biliyoruz ki şüheda, yani şehitler, peygamberlere, özellikle de Peygamberimize komşudur. Evliya yurdu, dervişler otağı, şüheda menbaı bu aziz topraklar için bedel ödeyen gazilerimize de ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif'in ifadesiyle aslında hepimiz şehit torunuyuz, şehit ahfadıyız" ifadelerini kullandı.
"Allah ömür verdikçe, yine burada, bu topraklarda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüksek şuurla, şehit ve gazilerimizin emanetlerine tam bir hürmet içinde sahip çıktıklarını belirterek, "İnşallah bundan sonra da onların emanetini yere düşürmeyecek, uğruna can verdikleri veya bedel ödedikleri idealleri en güçlü şekilde yarınlara taşımaya gayret edeceğiz. Öyle diyor Akif: "Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda, Canı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Bizler, üzerinde özgürce yaşadığımız bu toprakların bin yıllık evlatları, bin yıllık ev sahipleriyiz. Kimse buraları bize altın tepside sunmadı. Türkiye, masa başında kurulmadı. Birilerinin ihsanı olarak vücut bulmadı. Biz bu toprakları kanlarımızla ve alın terimizle sulayarak kendimize vatan eyledik. En doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine, ülkemizin her bir karışı için gerektiğinde ölümü göze aldık. Devletimiz üzerinde ameliyata kalkışan müstevlilere en güçlü cevapları vererek bugünlere geldik. Allah ömür verdikçe, yine burada, bu topraklarda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz" dedi.
Konuklarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karada, havada, denizde, mukaddes vatan topraklarını koruyan siz kıymetli kahramanlarımız, bu ülkenin ve milletin düşmanlarının aşamadığı, hiçbir zaman da aşamayacağı çelikten birer kalesiniz. Gabar'da aşamadılar. Cudi'de aşamadılar. Tendürek'te aşamadılar. Besler Deresi'nde aşamadılar. Hep siz oralarda onları inlerine gömdünüz ve şu ana kadar o imanla, o aşkla yine gömmeye devam edeceksiniz. Ben buna inanıyorum. Sizler, polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle, güvenlik korucusuyla, işte bugün burada olduğu gibi yan yana, sırt sırta olduğunuz müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizi bu topraklardan söküp atamaz. Aynı şekilde mülkümüz, canımız, bayrağımız ve bütün kutsal değerlerimiz emniyet altındaysa, hiç kuşkusuz bunda sizin çok büyük emeğiniz var. Ne denli şartlar altında vazifenizi yerine getirdiğinizi, Türkiye'nin güvenliği için nasıl büyük bir özveride bulunduğunuzu gayet iyi biliyorum. Rabbim hepinizden razı olsun. Ayağınıza taş değdirmesin diyorum" şeklinde konuştu
"Hadiseleri tribünden seyretme lüksüne sahip değiliz"
"Üç kıtanın tam kalbinde yer alan vatanımızın, stratejik olarak eşsiz imkânlar sunma yanında, zorluklarını da bünyesinde barındırdığına2 dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel güç rekabeti bölgemizde cereyan ettiği için, Türkiye olarak biz de her türlü gelişmeden doğrudan etkileniyoruz. Hadiseleri tribünden seyretme lüksüne sahip değiliz. Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olmak, bölgemizdeki olayları ülkemiz lehine olacak şekilde yönetmek, yönlendirmek mecburiyetindeyiz. Hamdolsun, özellikle son yıllarda bu konuda çok başarılı bir sınav verdik" ifadelerini kullandı.
Suriye'de, 13,5 sene boyunca bedel ödeme pahasına doğru olanı, ahlaki ve vicdani olanın yapıldığının bir kez daha altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Bu millete ikinci bir Boraltan Köprüsü utancı yaşatmayacağız, böyle dedik ve her türlü riski göze alarak böyle bir utanç lekesini tarihimize bulaştırmadık. Hatırlayın, bu süreçte çok ağır baskı gördük. Acımasızca eleştirildik. Hatta ihanetle suçlandık. Peki, sonuçta ne oldu? Irkçılık yapanlar kaybetti. Mazlumları otobüslere doldurup terör örgütlerine ve eli kanlı zalimlere göndermek isteyenler kaybetti. 8 Aralık'ta, Suriye halkı 61 yıllık karanlığın ardından zalim rejimi devirdi ve özgürlüğüne kavuştu."
"Bugüne kadar Suriye'ye güvenli bir şekilde dönen kardeşlerimizin sayısı ise 873 bini buldu"
Devrimden bu yana, 133 bin Suriyeli misafirin gönüllü ve onurlu bir şekilde doğdukları topraklara geri döndüğünü açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar Suriye'ye güvenli bir şekilde dönen kardeşlerimizin sayısı ise 873 bini buldu. Suriye'de düzen ve istikrar güçlendikçe inşallah bu sayı daha da artacak. Daha önce de dikkat çektiğim gibi kimseyi zorlamayacağız. Ama dönmek isteyen kardeşlerimize de gereken kolaylığı sağlayacağız. Aynı durumu Gazze'de de gördük. Orada da buna şahitlik ettik. Gazze'de 471 gün süren soykırım ve katliamda küresel siyonist lobinin tüm baskılarına rağmen kardeşlerimize cesaretle sahip çıktık. Neticede Gazze'deki insanlık sınavını alnının hakkıyla veren birkaç ülkeden biri elhamdülillah Türkiye oldu" dedi.
Bugün pek çok ülkenin Filistin halkının yüzüne dahi bakamazken Türkiye'nin Gazzelilerin samimi dualarına mazhar olduğunu söyleyen Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşında yine benzer tercihlerle karşılaşıldığını hatırlattı. Hemen herkes savaşa odun taşırken Türkiye'nin barışın tarafında olduğunu dile getiren Erdoğan, "Şimdi bakıyorsunuz geçmişte bize laf söyleyenlerin hemen hepsi bugün hükümetimizin dengeli politikasına hak vermek zorunda kalıyor. İster rakibimiz isterse dostumuz olsun. Hemen herkes Türkiye'nin çok kritik zamanlarda çok doğru ve öngörülü hamleler yaptığını ifade ediyor" diye konuştu.
"Türkiye maruz kaldığı onca ihanete ve saldırıya rağmen bugün güvenlik noktasında herhangi bir zafiyet yaşamıyorsa sebebi vaktinde atılan uzak görüşlü adımlarımızdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin çok çetin mücadelelerden geçtiğini belirterek, "Burada saymaya kalksak saatlerimizi alacak pek çok meselede biz daima önce milletim önce memleketim şiarıyla hareket ettik. Türkiye'nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu kararlılıkla uyguladık. Sadece dış politikada değil iç siyasette de duruşumuz hep bu yönde oldu. Vesayetin ve bürokratik oligarşinin geriletilmesinden terörün her türlüsüne karşı verdiğimiz mücadeleye milli iradenin güçlendirilmesinden temel hak ve hürriyetlerle ilgili attığımız adımlara kadar her alanda doğru olanı yapmanın derdinde olduk. Bu süreçte nelerle karşılaştığımızı milletimizin tüm fertleri çok iyi biliyor. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık Emniyet, Yargı darbe girişiminde, 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünde, doğrudan istiklalimizi hedef alan daha nice hain saldırıda ülkemizdeki bazı çevrelerin nerelere savrulduğunu hiçbirimiz unutmadık ve unutmuyoruz. Elini vicdanına koyan herkes şunu kabul etmektedir. Türkiye maruz kaldığı onca ihanete ve saldırıya rağmen bugün güvenlik noktasında herhangi bir zafiyet yaşamıyorsa bunun sebebi vaktinde atılan uzak görüşlü adımlarımızdır" dedi.
Kaynak: İHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.