Çok Kültürlü Bir Dayanışma Sofrası

Urfa-Rıha-Ruha’nın tarihsel mozaiğini yansıtan buluşmalarda Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Türk; Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Zerdüştî, ateist; Alevi ve Sünni topluluklardan katılımcılar yer aldı. Sofralarını yalnızca ekmekle değil, farklı yaşam biçimleri ve ideallerle de paylaşan katılımcılar, bir kez daha Urfa’nın çok kültürlü kimliğini görünür kıldı.

İnisiyatif, özellikle yoksullukla sınanan kesimlerin dayanışmasını önemsediklerini belirtti. Ayda bir kez düzenlenen “Yeryüzü Sofrası” etkinliğiyle paylaşma kültürünü hayata geçiren topluluk, bu pratiğin yılın her gününe yayılmasını amaçlıyor.

“Sınırsız Yeryüzü” Vizyonu

Yeryüzü İnisiyatifi’nin en çok üzerinde durduğu noktalardan biri de savaş ve sınır mağduru mülteciler oldu. Suriyeli sanatçı ve aktivistlerin de sofralarda yer alması, “sınırsız bir yeryüzü” idealinin somut bir yansıması olarak değerlendirildi.

Sofraların yanı sıra müzik, resim, tiyatro, şiir ve diğer sanatsal etkinliklerle ruhu, hayali ve ortak belleği beslemeye odaklanan topluluk, “Yeryüzü Şarkısı”, “Yeryüzü Tiyatrosu” ve “Yeryüzü Sergisi” gibi etkinliklerle farklı alanlarda buluşmalar gerçekleştirdi.

Çok Dilli, Çok İnançlı Dua

Buluşmaların en dikkat çekici anlarından biri ise Kürtçe, Süryanice, Arapça, İbranice, İngilizce ve Türkçe duaların aynı sofrada yan yana yükselmesi oldu. Tüm dillerde edilen dualar ve “amin” sesleri, katılımcıların “ortak öz” vurgusunu güçlü bir şekilde hissettirdi.

“Başka Bir Dünya Mümkün”

Yeryüzü İnisiyatifi, yayınladığı deklarasyonda şu mesajı öne çıkardı:
“Biz inanıyoruz ki başka bir dünya mümkündür. Yeryüzü buluşmalarımızla kendi öz gücümüz ve çapımızla bu dünyayı inşa etmeye çalışıyoruz. Şimdi bambaşka bir dünya yüreklerimizde, kalplerimizde ve pratiklerimizde büyüyor. Tüm kardeşlerimizi bu paylaşım ve dayanışma ağımıza davet ediyoruz.”

Bu çağrı ile birlikte Urfa merkezli başlayan hareketin, sınırları aşarak geniş bir coğrafyada yankı bulması